1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2551
Okunma

Aklımı artık başıma devşirmeyi öğrendim...
Kimsenin ne canını yakıyorum, nede canımı yakmasına göz yumuyorum ...
Eskiden bir şeylerin peşinden koşardım,nefes nefes’e kalana dek ,
şimdilerde ne gidenin peşinden,
nede gelene doğru koşuyorum ...
Gitmeyi göze alabilen ne varsa,kapılarımı ardına dek açtım,
gidebilirler,
hiç biri için kılımı dahi kıpırdatmıyorum...
Şarkılar hüzünlendirmiyor, filmlerde duygusala bağlanmıyorum,
insanlar üzemiyor,
sahiden bencilleştim bir hayli,
herkesten önce kendimi beğenmeyi öğrendim,
kimse içinde öyle beğenme lüksümü’de kullanmıyorum,
duygularımı mı yitirdim? Belki...
Kimbilir ...
Önceden pişmanlık denilen bir içsel mücadelem vardı,
bu sıralar pişmanlık nedir, nasıl yaşanırdı,
onu bile anımsamıyorum ...
İyiyim ben ...
Birine ne zaman kal desem, hep gitme isteğiyle dikildi karşıma,
Neyi yarım yamalak bırakmışsam,hep birileri geldi tamamladı,
sahiplendi,
Öyle çok değer verdimki, üstelik çoğu haketmedikleri halde,
değerim bilin/e/medi ...
Ne kadar verirsen ver,
karşı taraftan alabileceklerin, verebileceği kadarıyla kısıtlıymış,
öğrendim ...
Sırtımdaki ayak izlerinide sildim,
tepeme binenlerin,
defettim birer ikişer,
İşte bu yüzden;
beni yaşattıklarıyla,evrim geçirip değiştirdikleri için,
o iyiki yok’lar diye nitelendirdiğim insanlara teşekkürler ...
’’Sizler İyi’ki YOKSUNUZ’’ ...