Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat

BİR BAHAR SABAHI

Yorum

BİR BAHAR SABAHI

9

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1040

Okunma

BİR BAHAR SABAHI

BİR BAHAR SABAHI





Yorgun kanatlarını kapatmıştı gece. Can veriyordu çiy damlaları yaprakların üstünde. Kuşlar yeni bestelenen şarkılarını söylemeye başlamıştı bir ağızdan. Uyanıyordu şehir derin uykusundan. Kimsesiz bebekler gibi ayak izleri doğuyordu kaldırımlarda. Kurulan tezgâhların tahta ayakları eziyordu taşları semt pazarında. Ümitleri besleyen emekçiler doldurmaya başlamıştı yavaş yavaş.

Azat edileceği saatleri bekliyordu eski tezgâhta satılmak üzere dizilen eski eşyalar. Alıcısını bekleyen antikalara inat temiz ve yeni bir örtü vardı altlarında. Cansız da olsalar yaşıyorlardı, yaşatıyorlardı acı tatlı birçok anıyı. Sadece görebilmek gerekirdi. Zaten müşterileri içinde görmesini bilenleri bekliyorlardı onlar da.

Pazar yeri yoğunlaşmaya başlamıştı artık, insanlar gelip geçiyorlardı, kimsenin dikkatini çekmiyordu eskiler. Ta ki o gelene kadar.

Yaşının çok üstünde yorgun bedeni sürünür gibi yürüyordu kaldırımda. Telaşlı insanların bakmaya bile gerek duymadığı tezgâhın önünde durmuştu o. Belki de soluk almak içindi duruşu. Derin derin nefes alıp veriyordu. Şehrin nemli ve sıcak havası değil antikaların tozlu ve ölüm kokan havasıydı içine çektikleri. Kısık gözleri kararmış kalın demir bir ütüye takıldı önce. Çocukluğundan hatırlıyordu o ütüyü. Canavar gibi ağzını açıp, korlanmış kömür doldurur annesi ve okula giderken siyah önlüğünü ütülerdi onunla. Aynısı değildi elbette ama benziyordu. Ütü mırıldanır gibiydi; “ Bir terzinin elindeydim, kim bilir kaç kızın hayalini okşadım kızgın tabanımla diyordu. Kaç duvağın kırışığını açtım, dokun bana hissedeceksin.”

Porselen nakışlı telefon öne geçip birden; “Kaldır ahizemi nice haberler ulaştırdım insanların sevdiklerine, doğum haberleri verdim, sevgililerin sevgi sözlerini ilettim duyacaksın.”

Tunç semaver seslendi arkadan; “Semaya ver dedim, su verdi şehre, közlerimle kaynatıp geri verdim semaya buhar olarak. Alışveriş yaptık yıllarca, o bana ben ona. Düğünler gördüm davullu zurnalı, misafirlere ikramda bulundum. Yanıma gel şen kahkahaları duyacaksın.”

İpek ibrişimlerle işlenmiş mendiller, türkuaz vazolar, çeşmibülbüller ve diğerleri hepsi bir ağızdan haykırıyorlardı sanki. Duyamaz olmuştu kadın, ayırt edemiyordu sesleri. Arkada sessizce üst üste yığılmış kitapları gördü. Sararmıştı yaprakları, yıpranmıştı kapakları. Onların söyleyecek sözleri yoktu, ya da haykırmaya ihtiyaçları yoktu. Kapakları bir açılsa zaten her şeyi okuyabilecekti insanlar. Tozlu raflarda kalmışlar, yorulmuşlardı.

Titreyen elini uzattı kadın aradan bir kitap çekti. Tesadüf müydü bu, yıllardır severek dinlediği bir şarkının adını taşıyordu. “Bir bahar Akşamı”. Çocukken evlerinde pilli bir radyoları vardı, babası pili çabuk bitmesin diye yasak koymuştu, açamıyordu çocuklar. Sadece sabahları türkü dinliyorlar, akşam haberleri haberlerden sonra belki biraz rahatlamak için şarkıları. O zamanların en meşhur şarkısıydı o. Nedense kadını o şarkı çok etkilemişti, belki de saygı dolu bir aşk vardı, tutku yoktu, şehvet yoktu.

1963 yılında basılmış Fuat Edip Baksı’ya aitti. Mütevazı bir kapağı vardı. Açtı biraz kırışmış, kenarları yıpranmış kapağını. Şairin imzasını taşıyan bir not vardı ilk sayfada, “Değerli öğretmen arkadaşıma” diye. Demek ki bir öğretmene aitti şiirler. Sayfaları karıştırdı, bestelenmiş şiirleri, rubaileri yer almıştı kitapta. Bestelenen o şarkı sözü dışında aşina olduğu dizeler yoktu içinde. Zaten şarkıyı bilse de şairinin adını hiç duymamıştı o güne kadar. Haksızlıktı bu, şarkı kadar öne çıkmalıydı şiir de şairi de.

Elinde sayfaları çevirirken bir mektup düştü içinden. Düzgün bir el yazısıyla yazılmıştı. Bir kadına aitti. Kitabın adı gibi hürmet dolu ifadeler içeriyordu. İstanbul’dan Ayrılıp İzmir’e yerleşen sevgiliye yazılmıştı. Özlem kokuyordu cümleler buram buram. Pervasız dizelerle süslemişti mektubunu. Kim bilir kaçıncı mektuptu ki “Neden cevap vermiyorsun? “ diye soruyordu. Sonunda vuslata ermiş miydi bilinmez ama duru bir aşkın ayak izleri süslemişti sararmış kâğıdı.

Kadın tezgâhtan aldığı kitabı göğsüne bastırdı, hissedebiliyordu, duyabiliyordu, kitap kapağı açılınca haykırmıştı her şeyi. Belki kendisi de vardı içinde, özledikleri, kaybettikleri, ulaşamadığı huzuru vardı, almalıydı bunu.

Yoksul evinde birkaç öğün yiyeceği sebzeyi alacakken kitaba verdi tüm parasını. Evdekiler kızacaklardı mutlaka ama o mutlu olmuştu birden, değmez miydi şimdi her şeye.

Bir bahar sabahıydı, göğsüne bastırdığı “Bir Bahar Akşamı” adlı kitapla kaybettiğini sandığı anılarını da alıp yola koyuldu. Ağaçlardaki kuşlar şimdi daha çok cıvıldıyorlardı, yüzünü yalıyordu ılık rüzgâr ve kalabalığı hiç görmüyordu bile. Kitabı, anıları, özlemleri ile birlikte sürünürcesine yürüyordu evine doğru…




Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir bahar sabahı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir bahar sabahı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR BAHAR SABAHI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
(( Seçil Nimet ))
(( Seçil Nimet )), @--secilnimet--
2.11.2013 08:43:38


İyi hoş ama şiir gibi...
Tebrikler...
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
30.10.2013 18:44:24
10 puan verdi
Afet hocam semt pazarından taşan bir şey vardı ki;Kitap tutkusu...özledikleri, kaybettikleri, ulaşamadığı huzuru vardı, almalıydı bunu derken ruhu besleyen kitap ne güzel ifade bulmuş kaleminizden.Bir de beğenerek dinlenen şarkıların gizli kahramanı şairler ve şiirlere gereken hassasiyetin verilmemesi dikkat çekiciydi.Zaman zaman ben de bu konuda düşünürüm.''Bir Bahar Sabahı'' na hangimiz hayır diyebilir ki...Yüreğiniz kaleminiz var olsun devamını diliyorum çok sevgilerimle...
zaralıeren
zaralıeren, @zaralieren
30.10.2013 10:11:03
10 puan verdi
tebrik ediyorum Afet hanım soluksuz okudum akıcıydı .başarılı olacağınızdan şüphem yok saygımla
orfeo
orfeo, @orfeo
30.10.2013 09:46:02
Şiarlikten yazarlığa geçince böyle şiir gibi düz yazılar yazılıyor demek. Gerçekten güzel olmuş, tebrikler.
Menisa
Menisa, @menisa
30.10.2013 09:20:56
10 puan verdi
Mükemmeldi. Tebrikler. Selamlar.
_Akif_
_Akif_, @-akif-
30.10.2013 08:49:39
10 puan verdi
Bir alıntı diye düşündüm başta.
O kadar özenerek yazılmış ki!
Güzel ötesiydi, tebrikler...
Seher Emrullahoğlu
Seher Emrullahoğlu, @seheremrullahoglu
30.10.2013 08:33:03
Bir bahar sabahıydı, göğsüne bastırdığı “Bir Bahar Akşamı” adlı kitapla kaybettiğini sandığı anılarını da alıp yola koyuldu.''VE BİR DAHA DUYGULARINI BIRAKTI O KALABALIKTA, HABERSİZCE SOYULDU!...'' canım beniim maşallah ..
Selami TIRAŞLAR
Selami TIRAŞLAR, @selamitiraslar
30.10.2013 08:00:22
10 puan verdi
Harika bir yazı örneği hocam ellerine yüreğine saglık kutlarım selam ve saygılarımı sunarım
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
30.10.2013 07:53:37
mükemel anlatıştı
kutlarım sizi
ve geçmişten gelen özlemleri
saygımlasın can
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL