Herkesin kendine göre bir doğrusu vardır ama herkesinde bildiği doğru doğruda olmayabilir. Neden hep bildiklerimin doğruluğuna inandım da karşımdaki yüzlerin
doğruluğuna inanmadım bugüne kadar. Bunu düşünüp kendimi sorguladığımda; öğretilenlerin ve öğrendiklerimin bir çizgi üzerinde sabit kaldığını gördüm.Bu zamana kadar kendi nefsimin sesine kulak vermekten fırsat bulup ta toplumun sesine kulak vermediğimi anladım.
Yaşadığım bu zamana kadar hep ben hep ben fikrinin toplumumuzca da yaşandığına şahit oldum.Neden toplumumuz hep benci olmak zorunda neden hepimizci olamıyoruz ? Neden bir renk üzerinde yoğunlaşıyoruz.Renkler bütünüyle güzeldir. Şanlı bayrağımızın üzerinde tek bir rengin olmadığını neden kabullenemiyoruz.? Türkiye cumhuriyetini var eden kanların Allah ve vatan toprağı için canlarını feda ettiğini neden kabullenemiyoruz.? Malazgirt savaşından beri tam 942 yıl, et ve tırnak olmuş, birlikte yaşadığımız insanların ortak değerlerinin İslam ve vatan toprağı olduğunu neden kabullenemiyoruz. Hepsinden önemlisi bizler Allah’ın kulu ademden gelme insan oğullarıyız. Etten ayrılan tırnak bedene acı vermez mi ? Bizler hem etiz hem tırnak. Neden bu görünmezlikten geliniyor?

Bu nedenlerle çare ne bende, ne sende ,ne onlarda ,çare hepimizde. Hepimiz ayrı dinlerden, mezheplerden, ayrı milletlerden olabiliriz ve bu doğaldır. Ülkemizde meydana gelen terör olaylarının haklı bir tarafı yoktur.. Her şeyin bir çaresi varda bir tek ölümün çaresi yok .Bizim ortak noktamız tek bayrak ve herkesin anadilini konuşması serbest olması koşuluyla resmi dilimizin de Türkçe olması gerektiği düşüncesini taşımaktayım. Bunun haricindeki bir fikrin ülkemize ve bizlere bir faydasının olmayacağını düşünüyorum. Hiç kimsenin ana diliyle konpleksi olmamalı, tabi resmi dilimizin de Türkçe olması hiç kimsenin konpleksi olmamalı. Yüce devletimiz kurulunca adının TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ olacak diye yüce meclisimizden karar çıktı. Yüce meclisimizdeki şahsiyetlerin ülkemizin her bölgesinden insanlardan oluştuğuna tarih şahit olmuştur. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN resmi dili de elbette TÜRKÇE olacaktır .Hiç kimsenin buna itiraz etme hakkı yoktur.

Hangi ana ve baba evlatları arasında ayrım yapar. Ben, bir babayım ve evlatlarımın arasında ayrım yapmam ve ayrı karakter yapıda olduklarını fark ederim ve ona göre hal ve tavır içine girerim. Onların isteklerine elimden geldiğince çare bulmaya çalışırım. Anneleri çocuklarıma gerekli şefkati ve eğitimi verir. Biz, anne ve babalar çocuklarımıza gerekli güveni vermezsek, gerekli eğitimi vermezsek ve gerekli olan eşitliği sağlayamazsak ailemizde huzuru sağlamış olur muyuz ? Bu huzursuzlukla ailemiz dağılmaz mı ? Demokratik bir devlet hem babadır hem anadır. Halk ise evlattır. Devlet halkının sesini duymalı ve ona göre çareler aramalıdır.

Batan geminin kimseye faydası olmaz.