Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
çakmaktaşı
çakmaktaşı

Kabuğunu Soymadan Yedim Yokluğunu

Yorum

Kabuğunu Soymadan Yedim Yokluğunu

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

745

Okunma

Kabuğunu Soymadan Yedim Yokluğunu

Kabuğunu Soymadan Yedim Yokluğunu


Ne günlerdi ne günler…

Yanına yanaşmaya cesaret edemezdim. Köşe başlarında hep gizlice yolunu gözlerdim. Sen yanımdan geçerken tam konuşacak gibi olurdum, suskunluğa boğulurdum. Tam elimi uzatacak olurdum dona kalırdım. Sen belki de bunların hepsini biliyordum da bilmezden geliyordun. Belki de böylesi hoşuna gidiyordu. Çocukluktu bizimkisi, ben diyeyim aşkın ilk hali sen de emekleme hali…
Bütün duygularımız, duyularımız girerdi birbirine… Sadece hayal hem de safi pembe bir hayalin peşinden giderdik… Hayatın bütün koyu renklerine inat biz gerçekten renkten renge girerdik bakışlarımız, ellerimiz, yüreğimiz değince birbirine...

Ne günlerdi ne günler…

Daha yenice konuşmaya başlayan çocuklar gibiydik, bir kelime karşılığında bin ter dökerdik… Utangaç, bir o kadar da düşünceli yaklaşırdık… Söylenecek her sözü tartar biçer öyle söylerdik… Hiç unutmam elim bile nasıl ürkekçe yanaşırdı eline… Bir tepki bekler, bir hareket görse apansız uzaklaşırdı. Yüzde hafif bir tebessüm belirmişse ve hafiften senin elinde yanaşmaya yeltenmişse işte o an dünyanın en cesur erkeği oluverirdim… Kan ter içinde kalan ben sıkıca kavrardım o eli hem de hiç bırakmamacasına… Avuçlarım terler, sırılsıklam olur yine de bırakmaya yeltenmezdim. Sonra nice haftaların sonunda gökkuşağı oluverirdi kolum, dolanınca beline… Ya bize zor gelirdi ya da aşk bizi çekingen bir maviye boyadığı içindi, dokunmak için, sarılmak için onca zamanın geçmesi…

Ne günlerdi… Ne günler…

İyileşiyor muyum bilmiyorum. Gündüzleri başka, akşamları bambaşka oluyorum… Senin geçeceğin saati bekleyen adam başka, yüz yüze gelince bakışları kaçıran adam başka, ayrılığın ayak izleri altında fosilleşen adam bambaşka…
Çok başka biri oluyorum. Acaba tekrar denesek mi diye aklımdan geçirince… Bilmiyorum belki senin de aklının zulasındayımdır. Sen de benim gibi apansız düşünüverince bambaşka olabiliyorsundur…
Ahhh, ahh bu düşünceler yok mu, düştükçe insanın başına elma gibi hatta yağdıkça ne yapacağı bilinemiyor…

Evet! Şimdi –Dili geçmiş zaman kullanıyor olabilirim… Bunu kullanmamın nedeni yaşandı ve fiziken de bitti diye olabilir ama ya o duygular hâlâ bir yerlerde nefes alıp veriyor… Hadi desen, yeniden deneyelim inan takatim yok… Hadi desem, bilirim halin yok… Yaşanır mı? Bir türlü –di’li geçmiş zamanı getiremiyorum şimdi ya da gelecek zamana… Tutulmuş di’li çözülmüyor… Sadece nefer alıyor, veriyor. Bit’kisel… Ve sol yanım hep biraz daha acıyarak anlıyorum.
Koca bir ayrılık…
Koca bir boşluk…
Ezer bizi yeni, yeniden o koskoca yalnızlık…
Sar başa sara bilirsen… Zor, adımız gibi biliyoruz. Olmaz hiçbir şey eskisi gibi… Olmaz biliyoruz... Eee daha ne diye kat kat giyinmiş anıları soymaya çalışıyoruz…

Seni bilmiyorum ama ben şuan yokluğundan, ilk kez kabuğunu soymadan bir ısırık alıyorum. Bir kez daha hiç olmadığından daha da farklı bir acıyla sarsılıyorum.
Biraz, biraz daha soyulmaya başlayınca yaram, daha bir çırılçıplak kalıyor tenim…
Sonra ardından soyuluyor yalnızlık, ortada çırılçıplak bir biz düştükçe düşüyor elmalar, Newton gibi yer çekimini bulamadık belki ama soymadan yediğimiz her elmada düş çekimi sarsıyordu bizi…

Tam kendime geliyorum derken daha çok acıyordu yaram… Olsun, artık eskisi gibi aldırmıyorum… Zaman denen o paraşütün ipini çekince başka bir yaşam dilimine sürükleniyorum. Kabuğunu soymadan bir ısırık, bir ısırık daha alıyorum, yokluğundan… Derken bir bakıyorum hepsi geçmiş…

Ve son nefesini veriyor. Hıçkırıklı dalgalar arasında kabuğunu soymadan ısırdığım o yokluğundan doğan düş çekimi de…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kabuğunu soymadan yedim yokluğunu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kabuğunu soymadan yedim yokluğunu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kabuğunu Soymadan Yedim Yokluğunu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL