38
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
5165
Okunma


Hiç birimiz yoktur ki ailesinden birini kaybetmemiş olsun.Evinde bir matem yaşanmamış olsun.Kimimiz evladımızı, kimimiz anne babasını, kimimiz kardeşini vs. bu liste çoğalır gider.
Hayat ve ölüm her ikisi de ne kadar yakından tanıdığımız kavramlar değil mi ? İnsanlar yaşar ve ölür.Bu doğanın kanunu deriz.Evimizde yaşadığımız yasları, bitmez tükenmez özlemi, hani gözlerimize cehennem közü düşmüş gibi olur da acısından açmayı bile istemediğimiz hallerimiz olur da ; hâlâ ölümü bilmezmiş gibi davranırız.
Düşündüklerimiz, gördüklerimiz, yaşanılanlar her şey herşey bitecek biliyoruz.Oysa yaşarken öldürdüğümüz onca insan var ki.
Bu ölümün salt gerçeğinin kabulünden daha ağır, daha canice değil midir ? Hadi biri öldü.Allah rahmet eylesin toprağın bağrına kondu.Dualar okundu.Bilinir ki bir daha gelemeyecek.
Gittiği o yerden.Ya dediğim gibi yaşarken gömdüklerimiz? Vahşetin en büyüğü değil midir?
Ki nihayetinde gerçek ölüm olduğunu bile bile bunu yapmak, ben hiç bir kelimeye sığdıramıyorum. Sevgi ertelenir mi ? Onun için hep zaman var mı deriz ? Hep oysa zaman birimize cömertçe davransa diğerine cimri davranacak belki bilemezken.
Böylesi aymazlık nedendir hep merak etmişimdir.
Gelinde şimdi üstadın dizelerini hatırlamayın;
"Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı."
Hep yanlış tanıtıyoruz kendimizi eşimize, dostumuza, arkadaşımıza, neden ? Oysa bizler insandık hani.Hani sevmeyi, hoşgörüyü, duyguyu, insanın ruhundaki incelikleri bilendik.
Hani bizler bir ekmeği bölüşendik, hani acısını acısı, sevincini sevincimiz bilendik.
Yanlış tanıtıyorduk evet çünkü bizler, her olumsuz gidişatta, kavgada, tartışmada; sorumsuz ve kayıtsızca ölüm yokmuş gibi davranıp sevgiyi ertelemeyi seçiyorduk.
Daha mı kolaydı acaba ? Hani yukarda ölüm dedik, yaşarken öldürdüklerimizden bahsettik.Hangi gurur bir insanın diri diri öldürülmesinden daha önemli olabilir?
Hangi gurur ve kalpsiz, duygusuz, gibi yanlış tanıtacak bir önyargı; bir insanın kalbine ulaşmış olmaktan daha yaşamsal olabilir, hayatı anlamlı kılabilir.Yaşıyorum diyebilmenin anlamını kapsayabilir, insanım ben diyebilmenin haklı gerekçesi olabilir.?
Değildik işte.Sözde öyleydik çoğu zaman .Özde ise bencil, gururlu, egosu tavanda harman dalı oynayan, her şeyi ben bilirim, her şeyi en iyi ben yaparım diyen, gözünü hırs bürümüş, yeri geldiğinde küçücük menfaati için bir kalbi kırmaktan zerre kadar pişmanlık duymayacak eylemlerde bulunandık.
Yaşamsal diye niteledim gördünüz mü bakın yaşamsal...yani tek önemli olan aslında bu hayatta bir soluk insanlık onurunu taşıyarak yaşayabilmek.
Ve aynı zamanda bunu başkalarının da yaşayabilmesine imkan tanıyarak ölümü ertelemek.Sevgiyi değil...Hep yaptığımız bu.Sevgiyi ertele ve öldür.Üstelik gerçekten öldürmeden öldür.Katiliz hepimiz hemde binlerce insanın katili.
Bir kerecik elinini vicdanına koyup da; ya A şahsı da böyleydi aslında o gerçekten bunu haketmemişti dediğimiz anlar oldu mu? Hani gömdükten sonra bir sevdiğinizi bir acı yerleşir ya yıllar yıllar yıllar boyu gitmez.
Hani bir an aklınızdan çıksa sanki anısına ihanet etmiş gibi hissedersiniz. O acıyı öldürdüğümüz yaşayan insanlarda zerre kadar yaşıyor muyuz? Hiç sanmıyorum.Bu kadar soğuk kanlı katilleriz işte.
Ölüm dedik evet .
ölümü kimse bildiğini iddia etmesin bana, ölüm sadece yakınlarımızın yokluğunda yaşanılan o dayanılmaz yokluk, özlem değil ölüm aynı zaman da yaşarken de kendimizi başkalarından sevgisizlikle, başkalarını kendimizden gururla soyutlamamızdır.
Ha toprağa gömmüşüz. Zaman öylesine nankör işliyor ki oysa.Ömrümüzden akıp giden her bir anın, sevgilerimizi ertelemeye niyeti asla olmadı.Biz öyle sandık.Biz ona kendimizi uydurmak yerine onun nankörlüğüne ortaklık edip, hatta onun maşası olup hep öldürdük insanları.
Düşünüyorum da ; hani çok büyük bir sıkıntı olur ne bileyim bir yangın tehlikesi atlatırız, bir yaşamsal olay.Bir trafik kazası o an da duaya başlarız hani.Koru bizi Allahım deriz.Bir şekilde kurtulmuşuzdur.
Elbette kurtulamayan insanlarda olmuştur bu kazalardan.Ben konumuzla ilişik olarak kurtulabilenlerden bahsediyorum.
Hani kurtulmuşuzdur.Sonra unutuveririz yaptığımız duaları o an da can korkusuyla yaptığımız tüm dualar unutulur.Yaradan unutulur.Ve belki ilerde aynı kazaya sebebiyet verebilecek hatayı yine yaparız.
Yaradanı bile gün geldiğinde unutacak kadar nankörsek .
Demek istemiyorum ama işte bir şekilde aklıma geldi.İnsan insanı daha kolay gözden çıkarabiliyor.Sevmeyelim mi, inanmayalım mı , güvenmeyelim mi.
İşte bütün hatayı burda yapıyoruz en başta ; vefa, sevgi, emek, hoşgörü, anlayış.Hepsini bir çuvala doldurup egonun, gururun, çıkarın ateşine atmakla yapıyoruz.
Ateş, içine atılanlar çoğaldıkça devleşiyor devleşiyor devleşiyor.
Ve kendimizi yakan bir hale geliyor.Farkında değiliz.
Sözün özü; diyorum ki ölümü bilelim.Ama sözde değil gerçekten özde bilelim.Ve ona göre yaşamımıza yön verelim.Yaşamsa önemli olan, hani gurur falan dedik ya hadi kendimizse önemli olan önce kendimiz için madem öyle yaklaşayım konuya kendimiz için bile olsa gurur denen illetten uzak kalalım.
Ölüm, sadece yaşlılara miras değil biliyoruz.Ve ne kadar vaktimiz var.Ertelediklerimize, söyleyemediklerimize bilmezken.
Şükran AY