Günün ilk ışıkları, taze başlangıçların ıtırı havaya yayılıyor. Ocakta fokur fokur çaydanlık, demlikse Leyla’sını bekleyen Mecnun. Dün meserretiyle, kaygısı ile çekip gitti. Merhaba yeni gün, merhaba umut. Bu köhne dünyada yeni bir güne başlamak ne bedelsiz bir nimet. Günün ilk duası yüreklerde kanatlanırken savaşın, sömürünün olmadığı çocukların anasız babasız, ana babaların evlatsız kalmadığı bir dünya dilemek en elzem dua olsa gerek.



Kendilerine emanet olan tertemiz dünyayı hırsları, aç gözlükleri, nefisleri için kirleten insanlık! Bu gaflet ve dalalet ne zaman bitecek. İtlerin önüne atsan yemedikleri parayı kazanmak uğruna, masumları ve mazlumları hunharca katleden uygarlık maçoları, sizin uygarlığınız trajediler doğuran bir deccal, bir ucube. Ürettikleri silahlar için çocukları ve kadınları kobay olarak kullanan asrın firavunları, nemrutları. Bilin ki bu dünya sahipsiz değil. Bir Musa , bir İbrahim gönderilir kirli elleriniz belinizde kalır.



Taptaze tomurcuklu dalları açmadan , acımadan budayan vicdansız ellerin sahipleri. O gözler günahsızlara nişan alın diye mi verildi sanıyorsunuz. O eller zalimane tetik çekin diye mi, yoksa insanların ve insanlığın yaralarını sarmanız için mi verildi iyi düşünün. Gelin zulme, sömürüye maşa olmayın. Bugün dünün kirlerinden, kazuratlarından temizlenin, kendiniz için; mazlumlar için, dünya için bir umut ışığı olun. Işık olun ki insanlık karanlıklardan aydınlığa çıksın. Gülmeyi unutturduğunuz çocukların yüzünde gülücükler olsun. Acılar sarılsın, bugün taze bir başlangıç olsun güzelliklere. İnanın bu dünya ve içindeki nimetler herkese yeter. Yeter ki tamah edilmesin, açgözlülük yapılmasın. Kardeşçe, hakça paylaşma ülkümüz olsun.



Yaratılışın gayesinden uzaklaşıp insanı anlayışından, renginden, inancından, sahip olduğu kültürel değerlerinden dolayı küçümseyenler bilin ki sizi de küçümseyecek birileri mutlaka çıkar. Bu nedenle şeytanın yol arkadaşı olup kibrin boyunduruğuna girmeyin. Tevazu basamaklarından çıkın zirvelere. O zaman ayağınız kayıp tepetaklak gitmezsiniz. O zaman makamlar, mevkiler sizi taşır siz onu başınızda taşıyıp yorulmaktan kurtulursunuz. Sonra paranız pulunuz ne kadar çok olursa olsun, bir ağzınız, bir mideniz var. Cümle kazandıklarınızı istiap edecek büyüklükte ne kese ne cep dikildi. Ama ,gönlünüzü açarsanız; orası oldukça engin yaratılmış; tüm insanlığı, doğadaki diğer varlıkları içine alacak kadar geniş. Yeter ki savaşa kana kine pirim vermek yerine sevmeyi deneyin. Gelin Yunus’a bir nebze de olsa kulak verin.
“ Ben gelmedim kavga için
Benim işim sevi için.
Dostun evi gönüllerdir.
Gönüller yapmaya geldim.” Yunus’a kulak verin ki “ Dünya yeniden kurulsun. İnsanlık için, barış için taze bir başlangıç olsun. Çünkü henüz dünyayı sırtlayıp götüren bir insan yok. Her fani yapıp ettikleri ve vebali ile gidiyor öbür tarafa…
Ankara, 31.08.2013 İ.K