Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Hülya Coşkun
Hülya Coşkun

BANA NE ve SANA NE

Yorum

BANA NE ve SANA NE

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1753

Okunma

Okuduğunuz yazı 25.8.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BANA  NE ve SANA NE

BANA NE ve SANA NE

İnsan serzenişleri nekadar çoğaldı. Yadırgamadığımız hallerse arttı. Gayet normal herşey yerli yerinde gibi dursada garip gerçekler her yanda her yerde. Dengeli duran tahtrevalli, terazinin ibresi, adaletin terazisi. Şaşkınlaşan bir dünya. Bozuk düzen bozuk insan bozuk çark. Nerdeyiz, nasılız vede ne durumdayız dememiz gerekenler. Bu ne hal bu ne ahval.

Yeterince soruyor muyuz yoksa her birinden yıllarca kaçmaya mı çalıştık. İnsanoğlu düşmeye görsün. Öyle bir hal ahval ki yakının uzak, uzağınsa yakın olduğu yaşam insanı ürkütmüş, kendinden bezdirmiş insansa sadece kendini kaçırmış tüm olup bitenlere göz yummayla. Neyseki insan birinin yerine diğerini, diğer birinin yerine de başka bir şeyi koyabiliyor da tahammülü sonuna kadar kullanıyor. Herşeyi varken hiçbirşeyi olmayanların, hiçbir şeyi yokken her şeyi olan insanların hallerini görmekse artık münnecimlik gerektiriyor.

Bizi biz yapan değerlerin başında öncelikle yakınlarımızı görüpde görmemezlikten geldiklerimiz var. İnsanı ve insana dair görünen sorunları yok saymakta yok üstümüze, en büyük insan güdülerinin hislerinin azalmaları veya sanallaşması da etken. Nereye baksak aynı dert aslında temelde insanı insan yapan niteliklerden ayrılarak kendi dünyasına sadece bakabilen küçülen küçüldükçe de anlaşılmaza ve anlaşmazlıklara yol alışın olduğu yaşamlar.

İnsanı değiştiren çok etken var elbette. Değişim bana neciliğe ve dönüşüm ise sana neciliğe etken adeta. Sosyal yapıdada hep birlikte size bize ne ile yol almakta. Artık öylesine bakışlar, öylesine laflar, öyesine el atışlar var. El versen el yakıyor, can versen can yakıyor.

Aldırış etmeyen sadece kendine dönen insan ise öncelikle umursamazlıkları ile kendine haz bir yaşam peşinde. İnsan bakış açısı değişirse düzelir sanıyorsak yanılırız. Düzelmek vede düzeltmek isteyende kim, hem daha fazla bozulmasa o bile yetecekte artıcak. Aslında değişim ile bile bir arpa boyu yol aldığımızı sanıp almadığımızı, kırk fırın ekmek yiyip adam olamadığımızı, hayat tecrübelerimizin bile toplanıp çöpe atışımızı görmek gerek. Geçerli olan tek şey var çağımızda geniş perspektiften uzak sadece bireysel istemler, oda yerli yerinde olsa razı olmalıyız. İnsan doğası gereği yaşadığı her an ile mücadele etmekte, ayakta durmanın gerekliliği ile yarınlara yol almakta.

İnsan duyarlılığında muazam bir değişkenlik süreci ile kendine yenik düşmüş düşürülmüş. Zamana ve insana bakış açısına bir anlık durup baktığınızda görmediğiniz "Bana Ne", "Sana Ne" nin yansıdığını ve de "Aman" Kime Ne" yi göreceğiz. Bana bu satırları yazdırtan bir çok insan var onurluca mücadele etmeye çalışarak her şeye rağmen yaşama sevincini içinden kaybetmeyenler, kendi kaderiyle yol almış vede varolma savaşında hakkettiği değeri bulamamış olanlar yada bu değerleri bulsalar da kısa süren ama kendi gerçeği ile yüzleşmiş yaşamlar.

Leyleği havada görenlere de aşk olsun. Her şeyin bir şey, bir şeyin de herşey olabileceğini unutan insan. Çok önemli olmasına etken davranışlardan yoksun olmayan insanlara da helal olsun. Mücadele eden insanlar için Sosyal duyarlılığın paylaşımdan, paylaşımında gönülden olması gerekliliği ile yine de "KİME NE" "NEDEN" NİÇİN" denmeden "OLMASI" gerekenliği ile yansımalı yaşam.


Yazan / Hülya COŞKUN
Fotoğraf/ Haldun ERİŞMİŞ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bana ne ve sana ne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bana ne ve sana ne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BANA NE ve SANA NE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Kul Figani
Kul Figani, @kulfigani
26.8.2013 20:12:11

İnsan duyarlılığında muazam bir değişkenlik süreci ile kendine yenik düşmüş düşürülmüş.

Favori cümlem bu...
yeter de artar bile..
Manidardı kutladım...
Yüreğine sağlık,
ömrüne bereket
Davidoff
Davidoff, @davidoff
26.8.2013 19:59:26
Artık bir arkadaşıma veya herhangi bir yakınıma dışarda gördüğüm küçük bir çocuğun, bir hastanın muhtaç halini anlatamaz oldum...

İlk sözleri,

-Amaaan sana ne veya bize ne. Elbet bir bakanı vardır. (Ya yoksa!...)

Ve inanın çok kişinin bakacak kimsesi yok. Gelir düzeyi normal olan insanların bile ay sonunu zorla getirdiğini biliyoruz. Peki ya kimsesi olmayanlar ne yiyip, ne içiyor, neyle ısınıyor diye düşünüyor muyuz ki?

Bir şairimiz burada şiir yazıyor. Belki okuyanımız vardır. Her okuduğumda, elim yorum yazmaya varmıyor.

Tutkuuuuuuu.... Diye bağırıyor.

Kim bu Tutku diye soranınız olabilir. Tutku onun hayalinde ürettiği "OLMAYAN ODA ARKADAŞI."

Eminim Tutku'su olmasa o çoktan ölürdü. Çünkü sakatlığı yüzünden annesi ve babası onu taa bebekliğinde terk etmiş. Şimdi kocaman biri o. Alanya'da yaşıyor. Altında eski model bir tekerlekli sandalye.
Yaz akşamları Alanya sahilinde incik boncuk satıyor. Üç parmağınla yazı yazıyor. İnsanlardan tek istediği, güzel bir tekerlekli sandalye.

Ama söylemeye de utanıyor.

Bazen Tutku'yla konuştuklarına şahit oluyorum.

-Tutku, aslında daha hızlı bir sandalyemiz olsa, eve daha çabuk gideriz. Otobüslere daha kolay bineriz. O daha kolay katlanır. Değil mi Tutku?


http://profil.edebiyatdefteri.com/nilgunacar/



Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
26.8.2013 19:42:33
Günümüz de başını alıp giden "kime ne, bana ne" ciliği gözler önüne seren bir çalışma. Gözlemci ve gördüklerini anlatan bir kalem.

Tebrikler Hülya Hanım, göz dolduran bir çalışmaydı.

sevgiler.
Etkili Yorum
DemAN
DemAN, @deman
26.8.2013 15:38:13
Neme lazımcılığın sonucu, duyarsız, tepkisiz bir kitleyi hata toplumları yaratmıştır. Önceleri herkes toplumlaşırken ki çok büyük gelişmeler oldu (2.dünya savşaları bitimi ile 1990 hata milenyum yılına kadar toplumsal haraketler revaçtaydı) 2000 yılına gireken tüm dünya insanların kendi kabuklarına çekilişi (bireyseleşme) görüldü ve hala kapitalizmin çekiçleri durmadan inip kalkmaktadır başımızda.

Zengin içeriğiyle tüketimi bizlere şırıngalayan medya baş aktör olarak görev almıştır. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen insanlar çoğunluktadır; azınlıkta kalan duyarlılar ordusu bu çoğunluk arasında kaybolmaktadır.


Şimdi bireyseleşmiş insanlar, aşk istiyor, markalı kotlar, popüler olmak istiyor ve ayna karşısında boyunu pozunu izlemek istiyor! "Paran kadar değerlisin" meta-güç dönemidir bir bakıma...

Değerli, duyarlı yüreği selamlıyorum

ferhat demir
ferhat demir, @ferhatdemir
25.8.2013 20:35:38
bugünün hastalıklarını teşhir eden bir çalışma kutlarım. kayıp genliğin zihin yapısı
evet kayıp gençlik hani okuyan, düşünen ve sorgulayan gençliğin yerini lümpen, concon gençliğe bıraktığı kayıp gençlik. sistematik olarak yaratılan gençliğin hastalıkları....

kaleminiz daim olsun. tekrardan tebrikler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL