5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1753
Okunma


İnsan serzenişleri nekadar çoğaldı. Yadırgamadığımız hallerse arttı. Gayet normal herşey yerli yerinde gibi dursada garip gerçekler her yanda her yerde. Dengeli duran tahtrevalli, terazinin ibresi, adaletin terazisi. Şaşkınlaşan bir dünya. Bozuk düzen bozuk insan bozuk çark. Nerdeyiz, nasılız vede ne durumdayız dememiz gerekenler. Bu ne hal bu ne ahval.
Yeterince soruyor muyuz yoksa her birinden yıllarca kaçmaya mı çalıştık. İnsanoğlu düşmeye görsün. Öyle bir hal ahval ki yakının uzak, uzağınsa yakın olduğu yaşam insanı ürkütmüş, kendinden bezdirmiş insansa sadece kendini kaçırmış tüm olup bitenlere göz yummayla. Neyseki insan birinin yerine diğerini, diğer birinin yerine de başka bir şeyi koyabiliyor da tahammülü sonuna kadar kullanıyor. Herşeyi varken hiçbirşeyi olmayanların, hiçbir şeyi yokken her şeyi olan insanların hallerini görmekse artık münnecimlik gerektiriyor.
Bizi biz yapan değerlerin başında öncelikle yakınlarımızı görüpde görmemezlikten geldiklerimiz var. İnsanı ve insana dair görünen sorunları yok saymakta yok üstümüze, en büyük insan güdülerinin hislerinin azalmaları veya sanallaşması da etken. Nereye baksak aynı dert aslında temelde insanı insan yapan niteliklerden ayrılarak kendi dünyasına sadece bakabilen küçülen küçüldükçe de anlaşılmaza ve anlaşmazlıklara yol alışın olduğu yaşamlar.
İnsanı değiştiren çok etken var elbette. Değişim bana neciliğe ve dönüşüm ise sana neciliğe etken adeta. Sosyal yapıdada hep birlikte size bize ne ile yol almakta. Artık öylesine bakışlar, öylesine laflar, öyesine el atışlar var. El versen el yakıyor, can versen can yakıyor.
Aldırış etmeyen sadece kendine dönen insan ise öncelikle umursamazlıkları ile kendine haz bir yaşam peşinde. İnsan bakış açısı değişirse düzelir sanıyorsak yanılırız. Düzelmek vede düzeltmek isteyende kim, hem daha fazla bozulmasa o bile yetecekte artıcak. Aslında değişim ile bile bir arpa boyu yol aldığımızı sanıp almadığımızı, kırk fırın ekmek yiyip adam olamadığımızı, hayat tecrübelerimizin bile toplanıp çöpe atışımızı görmek gerek. Geçerli olan tek şey var çağımızda geniş perspektiften uzak sadece bireysel istemler, oda yerli yerinde olsa razı olmalıyız. İnsan doğası gereği yaşadığı her an ile mücadele etmekte, ayakta durmanın gerekliliği ile yarınlara yol almakta.
İnsan duyarlılığında muazam bir değişkenlik süreci ile kendine yenik düşmüş düşürülmüş. Zamana ve insana bakış açısına bir anlık durup baktığınızda görmediğiniz "Bana Ne", "Sana Ne" nin yansıdığını ve de "Aman" Kime Ne" yi göreceğiz. Bana bu satırları yazdırtan bir çok insan var onurluca mücadele etmeye çalışarak her şeye rağmen yaşama sevincini içinden kaybetmeyenler, kendi kaderiyle yol almış vede varolma savaşında hakkettiği değeri bulamamış olanlar yada bu değerleri bulsalar da kısa süren ama kendi gerçeği ile yüzleşmiş yaşamlar.
Leyleği havada görenlere de aşk olsun. Her şeyin bir şey, bir şeyin de herşey olabileceğini unutan insan. Çok önemli olmasına etken davranışlardan yoksun olmayan insanlara da helal olsun. Mücadele eden insanlar için Sosyal duyarlılığın paylaşımdan, paylaşımında gönülden olması gerekliliği ile yine de "KİME NE" "NEDEN" NİÇİN" denmeden "OLMASI" gerekenliği ile yansımalı yaşam.
Yazan / Hülya COŞKUN
Fotoğraf/ Haldun ERİŞMİŞ