Doğruluk için ödül bekleyenin, doğruluğu tartışmalıdır.
Eğitimcilerin görevi kafaları doldurmak değil, kafaları doğru ve yararlı bir şekilde kullanmanın yollarını öğretmektir.
Genellikle her yeni düşünce tepki ile karşılaştığından, tarih mezarlığı doğduktan hemen sonra öldürülmüş düşüncelerle doludur.
“Ben değişmedim, değişmem!” Diyen inat kişi; evrendeki sayısız varlık her an değişirken senin acaba nasıl bir ayrıcalığın var?
Felaket çıktığı yolculuğu yarım bırakmaz.
“Dünya dönmüyor!” Desem, inanın arkamdan binlerce insan gelir. “Dünya dönüyor!” Desem, “Bu adam ne diyor?” diye yüzüme aval aval bakanlar olur.
Savaşı kötüler başlatsa da, iyiler bitirmek zorundadır.
Kadınları bana sen anlatma! Onlar nasılsa kendilerini anlatacaklardır.
Gizemli bir olayı normal bir dille anlatamazsınız, gizemli bir üslubunuzun olması gerekir.
Hayatına her insanı alma; affedebileceklerini al.
Gerçekten de aynaların dürüst olmasını isteyen kaç kişi vardır?
Kral sade bir insanın hayattan duyduğu hazzı bilseydi, acaba gene de kral olmak ister miydi?
Çok gülün ki yaşam motorunuzun aküsü dolsun.
Kalp zenginliği, fakirin tesellisidir.
Sanat katı gerçekleri yumuşatır, acıları azaltır, gülmeyen yüzleri güldürür; bazen de acıtır hatta ağlatır.
Tesadüf, başarısızlıklara uydurulan bir kılıftır.
İlham, nadiren gelen ama yakalanmamak için çok hızlı kaçan bir peridir.
Kötü öğüdü veren sadece kötüler değildir; cahilleri de bunlara eklemeliyiz.
Her sorulana cevap yetiştirmeye çalışmak, büyük bir aptallıktır.
Yaşayacak günlerin yok, sadece günün var. O da bugündür.
Başkalarının kusurlarına bakarak kendi kusurlarını daha iyi görebilirsin.
Doğayı korumaya çalışanlarla doğayı kirletenler arasındaki savaşta, şimdilik maalesef sayı ve imkan bakımından ezici bir çoğunluğa sahip olan kirletenler galip.
Kendine bir iyilik yapmak istiyor musun? Öyleyse, bir çocuk masumiyetinde gülümse.
Hayaller seni kovalamaz, sen onları kovalayacaksın.
Düşürüleceğini bildiğin halde, tedbir almadıysan; seni düşürenlere kızmaya da hakkın yoktur.
İnsanları tanıyamamaktan yakınıyorsan, bu tanımaya başladığının da işaretidir.
Kitap, bazen başımızı koyabileceğimiz en rahat yastıktır; bazen de iğneli bir fıçı. Birinde teslimiyet vardır, diğerinde uyarı.
Gün gelir mal tükenir, para biter, şan şöhret biter; hatta ömür tükenir. Geriye kalan bir şeylerinin olmasını istiyorsan onurlu bir yaşam sürdürmeye çalış.
Düşmek isteyeni tutmaya çalışırsan, seni de düşürecektir.
Hilebaz, görünmeyen adam numarası yapmaya çalışan beceriksiz bir sihirbaz gibidir.
Öğrencilerine anlattığı bilgilerin nasıl kullanılabileceğini de öğretmeyen eğitimcinin; tarlasını süren ama ekmeyen çiftçiden farkı yoktur.
Sağduyu sahibi insan doğrudan, iyiden, güzelden, adaletten yanadır.
Kötülük karşısında erdemli kişi bitaraf değil, iyiden taraf olmalıdır. Kötülerle mücadele etmek için de kendisine kötülük yapılmasını beklememelidir.
Cahil susarsa, sebebini mutlaka araştır. Çünkü bu olaydan çıkarılabilecek çok önemli dersler olabilir..
Zor bir işte başarıya en yakın olduğumuz an, o işi bırakmayı düşündüğümüz andır.
Düşmanın asık suratlısından değil, güler yüzlüsünden çekinirim.
Haset ve kin kalbe yüktür, ruha eziyettir.
Kıskançlar durmadan başkalarını eleştirirler, hatta kötülerler. Eleştirilerine ve kötülemelerine cevap vererek onları susturamazsın, cevap vermeyerek belki!
Bilgenin hakaretini, dalkavuğun onayına ve alkışına değişmem.
Hatalarının ve günahlarının olması, iyilik yapmana engel değildir.
Küçücük bir dünyası var, şu kocaman dünyada başkalarına rehberlik etmeye kalkıyor.
Gül dikenini sana batırmaz, sensin gülün dikenine batan.

Sevgili okur, geçen sene yayımlanan Oruç Baba’dan Aforizmalar’ın ikinci kitap hazırlığını yapıyorum. Her zaman olduğu gibi şimdi de değerli öneri ve görüşlerinizi almak üzere bu çalışmayı da internet ortamında sizlerle paylaşmak istiyorum. Katkı sağlayacak yorum ve eleştirileriniz için şimdiden teşekkürler... (ÖFH)