Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Hülya Coşkun
Hülya Coşkun

YANIK YANIK KÖY KOKUSU VAR ÖYKÜLERİMDE

Yorum

YANIK YANIK KÖY KOKUSU VAR ÖYKÜLERİMDE

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

661

Okunma

YANIK YANIK KÖY KOKUSU VAR ÖYKÜLERİMDE

YANIK YANIK KÖY KOKUSU VAR ÖYKÜLERİMDE

06.06 2005 Gece saat 22:40 Eski resimler ve yazılarıma bir göz atttım. İyiki yazmışım, oldumu Annem derken aynen demişti daha anlatacaklarım var diyerek...

Cuma günü Annem köyden geldi. Yanık yanık köy kokusu var öykülerinde. Biri çoban, biri ağa, biri kadere boyun eğmiş kadınlar diğeri köy çocukları yanmış güneşin altında çalışarak pembe pembe yanakları, nasırlarmış yalınayaklarıyla ve de elleriyle birde gelinlik kızlar ve de onları bekleyen delikanlılar.

Sabahın bize göre körü onlar için şafak vakti hayvanları sağar köylü kadını. Daha çok işi vardır, sütü kaynatıp ne çok şey üretmelidir ondan; yağ yoğurt, peynir gibi. Ekmek açacaktır, ocağı yakacaktır. Hemencecik ya yemiştir iki lokma yada yiyememiştir, yetiştiremem diye koşuverir suya, birkaç dönüm el önüne. Testiyi doldurur etrafına sardığı bezi ıslatarak soğuk olmalıdır suyu daha daha yeni pınardan gelmişçesine. Çocukları ya yanında götürür ya sırtında yada sokaklara bırakır ama kendini bulur ya tarlada, bağda ya da bahçede.

Eee hasat almak için toprağa emek vermek gerek, kendi tarlasını da hayal ederek. Küçük beton evler hayal eder tavanı kışın akmadan veya beyaz kireçlerle sıvamak ister evi tertemiz görünsün diye. Toprak kokusu iliklerindedir her daim. Eker, biçer, sürer ama bereket yağmurları hep kaygılandırır onu. Tohum atmak yetmez ürünler ya az, ya çok, yada kararındadır hayallerindeki ise herşey yolunda olmalıdır.

Akşam mağrup zamanı gelmiştir. Gün içinde yaşadıklarını bile sorgulayamaz kimbilir hadi bakalım demekten. Yemek çay derken yatıvermiştir çocuklar çeki düzen verip ortalığa atar kendini yatağa köylü kadını. Tek kaygısı yaşarken kocasının rahat etmesi çocukların büyümesidir. O yüzden aksilik yapamaz fedakardır köylü kadını itiraz etmez, yapmam yapamam demez.

Şafakken gün başlar yine anlaşma varmışçasına herkes yerini ve de görevini bilir, yok demek ne mümkün. Çoban sürülerini toplar gün boyu onun dünyası hayvanlarını otlatacağı huzurlu ve mutlu edeceği yeni diyarlara yol alarak uzak diyarlarda buluverir kendini. Dağılan sürüyü toplar çoban köpeği. Kavalı da vardır otlanırken hayvanlar onlarla dertleşmesi de içtendir. Gelecek düşler kendi için ezgilerinde. Birde katığı varsa yanıbaşında değme keyfine. Köylü bile unutmuştur adını, kendi de yeni adına alışmıştır. Çoban geldi yetiş hayvanları ağıla koyun sesleriyle hatırlar ÇOBAN olduğunu hiç unutamazda.

Köylüyüz deriz zaman zaman sanki onları anlamış gibi yada onlarla yaşamış gibi. Bahsederiz yine özledik köyümüzün havasını, suyunu... taşını diye. Ne çok avuturuz kendi ruhumuzu ne çok kaybederiz kişiliğimizi şehirlerde betonlaşmış yüreğimizi yaşamın içinde. Kıvrak olmuşuzdur kimimiz bir öyle, bir böyle. Sırtımızı yaslayamayız kimseye, güvensiz vede gönülsüzdür ilişkiler hep ben bilirimlerle.

Galiba yaşam doğayla bütünleşmiş köylü lafında oysa unuturuz o doğa güç ister mücadele ister, para ve puldan da öte. Eee birde eski köyler vardır! Ne su, ne elektrik, ne yol vardır. Unutulmuştur onlar için okulda ancak yan köylerde. Okumak özlemdir belki de hülya. Köy çocukları öğretmeni yaşamın ta kendisidir.

Bu kadar su ve hava şehirlinin özlemi ve stresini atmak için gerek. Köye şehirden hele de bilmediği, görmediği şehirlerden gelmek ne kadar muteberdir. Ağırlar sevgi ve saygıdan ölüp bitse de azdır. Gelenlere açılır gönüller, anlatılır dertler, sevinçler yedirilip içirtilir. kendinizi bir an kral gibi hissedebilirsiniz. Çocuklar etrafınıza dolanır uzakta meraklı gözler üzerinizdedir her daim.

Artık unutmak istersiniz şehrin stresini gürültüsünü niçin orda olmak zorunda olduğunuzu. Size kalsa kimbilir kalırsınız oralarda eğlenceli olan bunca şehirlerden uzak.

Köylü olmak zordur aslında hem saf, hem de temiz olmalıdır yaşamı. Doğayla başlayan yaşam doğallığıyla sürmelidir ve de doğuştan dejeneri olmamıştır ruhu.

24 Şubat 2010, 13:46
Yazan/Seslendiren -Hülya COŞKUN
Ressam- Nuray ATEŞ ENGİN

(Rahmetli Annemin isteği üzerine bu yazı kaleme alınmıştır.)

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yanık yanık köy kokusu var öykülerimde Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yanık yanık köy kokusu var öykülerimde yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YANIK YANIK KÖY KOKUSU VAR ÖYKÜLERİMDE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL