13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2149
Okunma

Bana bir resim çizin şimdi… Kalbimi ellerinize bıraktım sayın ve çizin yüzümü. Gözlerimdeki karanlık hüznümü parlatın renklerinizle. Her tonu gözyaşlarımla arıtın günahlarından. Sonbaharın yaprakları bükmeden boynumu, bitirmelisiniz bu tabloyu… Yoksa nereden bulacaksınız gözlerimin gurbetkar, solgun güzünü.
Dargın gidişlerin ardındaki sessiz ağlayışlarımın rahmetinde tüm renkleri siyaha boyayın siz de… Ilık ılık kan akarken iliklerime, aydınlanır elbet alacakaranlık. Karanlıkları ıslatan dudak izlerimin pırıltısında; zamansız ölümleri gönüllü kucaklayışımı gördüğünüz vakit, toprağa sarılan ellerimin çiçeklenişini resmedin. Belki siyah bir kelebek kondurursunuz üşüyen parmaklarıma… Avuçlarımdan kayıp giden yaşanmamış günceleri denize boyayın. Onlardan çok uzaktayım artık…
Düşünün ki “biz” gurbetle anılan bir cümleyiz.
Gözlerimin yağmuru başladığında ışığı söndürün
Gölgeli yalnızlığımla baş başayız ve özlemliyiz
Şimdi çizebilir misiniz karanlığımın adı yitik şiirlerini…
Alnıma kazınmış matemi silip hüzünlerimi sevince dönüştürebilir misiniz…
Gece usul usul tuvalinize giriyor. Oysa nasıl özledim aydınlık sokakları. Rüzgar çok uzaklardan bir masal getirirken umutla gülümsüyorum… Bakışlarımda seyrederken hayatı; sol yanağımdaki silik gamzeye bakın arada, sakın dokunmayın… Günlerime doğan cansız güneşleri temize çekin deliksiz bir uykunun sabahında. Düşlerimde büyüttüğüm kızım kaydıraktan kayarken, bakışlarındaki hüznü mutluluğa boyayın hadi.
Gözlerimin deryasında kaybolmadan, yokluklarda yarım kalmadan; haince pusu kurup cümlelere, konuşkan gözlerimin suskun hikayesini anlatın öksüz düşlerime. Bekleyiş takvimlerimin tarihsiz yapraklarına bakıp anlayın güzümün müsebbini. Sormayın ne olur sol yanağımdaki gamzemin rengini, sevdaya boyayın gitsin…
Sıkıldıysanız bir plak çizin hemen yanı başıma, müziği de severim ben… Usulca kaybolmaya hazırlanın keman taksimindeki mehtabın kırmızı güllerinde. Mavimsi bir gecede hüzünle sarmalayın acı tohumlarını, uzak melodileri sıyırın gözlerimin kahvesinden. O an bir el dokunur omzunuza, belki dans ederiz. Zamanı öldürürken; penceremize kuşlar konar ve sevinçten uçar renklerimiz. Kavuşmaların uzağına demirlediğimde kağıttan gemimi, tüm renkleri yeniden maviye boyar mısınız benim için…
Bu resme karanlık çökmeden söyleyin hadi.
Gözlerimden akan ıslak kelimelerimi dudaklarımdan süzerken,
______________________________Yanıp küllenir misiniz üşüyen ellerimde…
Zamansız suskuların sızılarıyla çağlayan kalbime,
______________________________Güneşi ısmarlayabilir misiniz…
Sevdaya tutsak iken damarlarımdaki kan,
______________________________Yalnızlığımdan öpebilir misiniz…
Sitemler olsa da sözlerimde u-mutsuz değilim.
Susuyorum ağlayan bir çocuğun gözlerinde…
Gurbet ile anılan bir cümle olsak da “biz”
Mutluluk duyuyorum yeni doğan sabahlarımda
Çünkü her şey
Cansız olmayan ama ölü de sayılmayan o suskun tabloda kaldı.
Mart 2008
Ayşegül TEZCAN