Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
İDRİS ÇETİN
İDRİS ÇETİN

NEMRUT SİNEĞİ

Yorum

NEMRUT SİNEĞİ

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

752

Okunma

NEMRUT SİNEĞİ

NEMRUT SİNEĞİ

Baharın kabardığı yaylalardaki ağaçlar canlandı gözümde. Yeşil ağaçların oylum oylum çıkardığı alevlerin sahibini gördüm acımasızca. Alevler arasından, kendini zorla kurtaran ya da başkalarınca kurtarılan kemiklerin, o ağaçların tahta tabutlarıyla mezarlığa taşındığını gördüm.
Ağaç dikmek güzel şeydir dendi de nedense güzelim yeşil ağaçlar, acımasızca yakıldı ve yok edildi. İnsanların fıtratında var olan acıma hissi, delik para ve senetlerle katı yüreklilere peşkeş çekildi.
Şarıl şarıl akan derelerin kenarındaki o güzelim yeşil ağaçları unutamıyorum. Derenin kenarlarına kurulan iki bacaklı sandalyeler, burnu kırık olarak koklamadan aciz bırakılmış. Ya masalar, taşıyabileceği yükün en ağırını taşırken, yanındakilerin manevi kokusu onu günden güne eritiyordu.
Yanındaki insanlar, sandalye ve masa gibi beli bükük aciz bir madde olacağı düşüncesinden çok mu çok uzaktılar. Bense onları baykuş gibi izlemekten başka bir şey yapamadım. Gözlemek ve düşünmek aslında küçümsenecek bir hareket değildir. Asıl küçümsenecek olan gözlemlendiğini unutmak ve onu yok saymaktır.
Kırık ve sakat bir motorla kırlara ve yaylalara çıkmak, insanı tefekkür deryasına sürükler. Tabiatın yaratıcısıyla bütünleştirirken, sizin bu yalnız yolculuğunuz acaba sizi Erciyes, Ağrı ve Everest’e çıkarabilecek mi? Başlanmamış bir hareket, çok zor olduğu gibi kolaydır da.
Ağaçların altında gördüğüm çiftlerin, seksen üç yıllık hayatın boyunduruğuyla nasıl çift sürdüklerini gördüm. Boyunduruğu kırıp kaçmak mı? Zaten bunu her gün her saat yapıyorlar. Asıl önemli olan bu kabullene bilirlik tarzlarının yalama olduğudur.
İnsanlar, şehir hayatının vermiş olduğu; sıkıntı, nefret kısaca yaşam şartlarının zorluğundan kırsal kesime kaçma, burada rahat etme rüyaları vardır. Aslında bu da pek mümkün görünmüyor.
Kalbi rahat olamayan insanlar, ne kadar refah içerisinde yüzerlerse yüzsünler, o burunlarındaki Nemrut sineği, onları hiç yalnız bırakmayacak ve rahat vermeyecektir. Hatta bu yüzden sineklerin soğukta ölür kanaatiyle Sibirya’ya göçleri bile gerçekleşecektir. Onların tek unuttukları şey, sineğin soğuk coğrafyalarda olmayışı, burunlarının içinde oluşudur…
06.10.2007
Akdağmadeni

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Nemrut sineği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Nemrut sineği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NEMRUT SİNEĞİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL