Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
nitemtran
nitemtran

DENİZE BİR İKİ

Yorum

DENİZE BİR İKİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

715

Okunma

DENİZE BİR İKİ

DENİZE BİR İKİ

Mahallenin, haftasonunun nemli, yapış yapış sıcağından bunalan biz dahil fırlamalarının, bırakın berber kalfasını , yaşlı ustasının bile her piiz sonrası içinin gıcıklanmasını gizlemek için kaçamak bakışlarla idare etmesinin yegane müsebbibi Şermin’in memeleri bile Boğazın serin sularının çağrısına uymamıza engel olamazdı.

Cebinde paranın esamesi okunmayan Ziko, Sülo, Sebo, Ramo ve kirli boynunu kırık camın bile kesemediği Deli, karakolun biraz ilerisinde sotelenip, arkasına takılacağımız illa da bir pazar arabası beklerdik. Sebzecinin arabası birkaç salatalık ve domates kaybıyla en şanslısı olurdu. Yumurtacı, bizim sefer sonrası tabanında kurumuş en sağlam tutkaldan sağlam kuru yumurtaları temizlemeye razı da olsa satacak yumurta bulamazdı. Meyvecinin yorumunu yapmaksa ayıp kaçar.

Bizle, Levent arasındaki sınır o zaman da, üstünde sadece manuel çalışan tek bir ışık bulunan, beş kocaman saniyede belki bir araba geçen Büyükdere caddesiydi. Abilerimizden aldığımız birikimi iyi kullanır tek tek, polise görünmeden Levent’in bahçeleri meyveli villalarının arasına dalardık. Sinema aşkı olmasa da, artis görme sevdası bize kimlerin evlerini öğretmemişti ki?

Girişe en yakın Güzide Kasacı yaşardı. En lezzetli şeftalileri bizle paylaşmaya razıydı da dallarının kırılmasına hep intizar ederdi.

Ramo’nun arsız “Ablam be aha bunu almadan kessen inmem ağaçtan” lafına deli olur, çaresiz

“Polisi arıyorum” der eve girerdi.

Evleri yolumuza biraz sapa düşse de, görmüş olmanın kârıyla mutlaka yüksek duvarlı , bize bir ortaçağ şatosu gibi heybetli gelen Fatma Girik ve Sultan’ın evlerini tavaf ederdik.


Daha yeşilliklerin villalardan çok olduğu o zamanlarda Bebek’e inmenin iki yolu vardı. Biri, Levent lisesinin önünden, bana nedense hep Kartal Tibet’le Hülya Koçyiğit’in “Senede Bir Gün” buluştukları yer gibi gelen, çoktan kesilip, şöminelerde yakılmış gövdelerine iki kişi ancak sarılabildiğimiz, o heybetli çamlarıyla Çamlıbahçe yolu, diğeri ise hala servisteki, bizim tercihimiz Etiler- Bebek yokuşu.











* Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Denize bir iki Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Denize bir iki yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DENİZE BİR İKİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL