Üç gün önce meslekte 25 nci yılı adına kendisine verilen yemekten son derece keyif almıştı. Mutluydu...

Her zaman olduğu gibi saat 08,00 de masasında çayını yudumlarken maziyi düşünüyordu “Ne çabuk geçti yıllar, bunca yıldan hiçbir şey anlamadım” diyordu kendi kendisine... Ki dahili telefon çalıyordu, hemen saate göz attı, 09,00’a geliyordu, “Ömrümden bir saat daha geçti hiç anlamadan” dedi ve telefonu kaldırdı.

Sekreteri Müjgan;

-Sedat bey, bir beyefendi geldi elinde senet var onu konuşacakmış.

Herkes “Ahmet” diye hitap ediyordu, ama ikinci ismini daha çok seviyordu, bu sebeple sekretere kendisine “Sedat” diye hitap etmesini buyurmuştu.

İçeri giren adam kendinden emin bir şekilde hiç sorgu sual etmeden masasının önündeki koltuğa oturdu ve hemen söze başladı.

-Avukat bey, ben toptan elektrik malzemeleri işi yapıyorum, sizin burada bir esnaf var, bu güne kadar ilişkilerimiz gayet iyiydi, ama son günler aramız açıldı nedense, ödemelerde aksaklık gösteriyor, en son geçen hafta tartıştık, şu elimde gördüğünüz 10,000.00 TL.lik senedi ödemek istemiyor, kaç kez görüştüysem de ödemeye yanaşmıyor, sizi de bir arkadaşım tavsiye etti. Bu senedi tahsil etmenizi istirham ediyorum.

Avukat Ahmet Sedat gözlüklerinin üstünden adamı şöyle bir süzdü ve senedi aldı elinden, iyice baktıktan sonra...

-İsminiz neydi?
-Ahmet, avukat bey.

Bunun da ismi Ahmet diye geçirdi içinden.

-Peki Ahmet bey, şimdi şu kartviziti alın, notere gidin ve benim adıma vekalet düzenlettirin.
-Tamam avukat bey.

Senedi bırakan adam hızlı adımlarla bürodan çıkarken, Ahmet Sedat senedi evirip çeviriyordu, vadesi dolalı bir ay olmuştu...

---

Çok fazla uğraşmadan kısa bir süre içinde senedi tahsil etmiş, parayı kasaya koymuştu. Arayan aynı adamdı...

-Avukat bey parayı tahsil edebildiniz mi?
-Evet Ahmet bey, çok zor olmadı, gelip paranızı alabilirsiniz.
-İki saat sonra oradayım.

Ahmet bey iki saat sonra gelmiş, parasını almış, bir miktar da vekalet ücretini hiç pazarlıksız Ahmet Sedat’a ödemişti.

Birkaç gün geçmişti ki sekreteri arıyordu.

-Sedat bey, biri geldi, kendisinin geçen gün tahsil ettiğimiz senedin sahibi olduğunu ve parayı istiyor, ne yapacağımı şaşırdım!

O da şaşırmıştı, içeri göndermesini söyledi sekreterine...

-Avukat bey, benim parayı tahsil etmişsiniz, kendi ücretinizi içinden alın ve gerisini bana ödeyin, % 5 anlaşmıştık.

Doğruydu, öbür Ahmet beyle de % 5 e anlaşmıştı.

-Şaka yapıyor olmalısınız, Ahmet beyle bizim aramızda sorun kalmadı, parasını tahsil ettik ve kendisine ödedik, siz de kimsiniz?

-Beyefendi lütfen, Ahmet Düzbıçak benim, vekaletnameye bakın isterseniz, işte kimliğim, TC. Numaralarını falan karşılaştırın, asıl siz saçmalıyorsunuz!

Sekretere seslendi, vekaletnameyi getirtti, karşılaştırdı, evet vekaletnamedeki adam karşısındaki adamdı, koltuğuna bırakıverdi kendini...

Önceki Ahmet’in kimliğine bakmak hiç aklına gelmemişti ki, oyuna getirilmişti, “Dolandırıldım, bunca yıldan sonra rezil oldum, şimdi bu adamı da ihbar edip yakalatsam bir şey ispatlayamam, parayı ödemekten başka çarem yok.”

-Avukat bey fazla zamanım yok, lütfen oyalamayın beni, paramı verin ve gideyim.
-Size çek keseyim beyefendi, şu anda o kadar nakit yok üzerimde.
-Peki hemen kesin de gideyim, işim var gücüm var, boşu boşuna oyalıyorsunuz beni.

Sinirlendi ama belli etmeden çantasından çek karnesini çıkardı, çeki düzenlerken eli titriyordu, işini bitirdi ve çeki masanın ucuna koydu. Hızlı bir şekilde çeki alan adam, kapıyı çarparak büroyu terk etti.

“Nedir bu Ahmet’lerden çektiğim” diyebildi, 25 yıllık Avukat Ahmet Sedat Kanmaz...