Hala değişen bir şey yok. Dünya’yı hızla tüketmeye ve kirletmeye devam ediyoruz. Üstelik bunu yaparken tükkettiğimiz tek şey hava, su, toprak ve üzerinde yaşayan canlılar değil.Kendimizi de tüketiyoruz. yani insanları, yani insanlığımızı tüketiyoruz.
Her yok oluşla biraz daha örseleniyor insanlığımız. Ama farkında değiliz, farkedemiyoruz. ’’Ateş düştüğü yeri yakıyor’’ Gerçekten; biz ise ya yanan ateşe aval aval bakıyoruz. Ya da o ateşte yumurtamızı pişiriyoruz.
Güneydoğuda yitip giden canlar, Suriye’de sayılırı günde kırkları ellileri bulan ölüm haberleri, söylermisiniz; kaçımızın ruhunda fırtınalar koparıyor?
Filistin’in yıllardır abluka altında olması, nerdeyse soykırıma tabi tutulması, kaç müslüman için yüreğinin bir köşesinde kapanmayan bir yara ve bırakın günü, ayı; senede kaç kere sızlıyor.
Sırf müslüman olduğu için,sapık Budist rahiplerin katledilmesine fetva verdiği Arakanlı müslümanlar ne oldu? ne yapıyorlardır şimdi?..Hiç düşündük mü mesela?
Afrikada doğal bir felaketle beraber, Kapitalist Emperyalizmin sömürerek dımdızlak bıraktığı ülkelerde yaşayan müslüman olan, yada olmayan insanlar için ne yaptık? Ne yapıyoruz? Ne yapmayı düşünüyoruz?....
Bunlar ağır mevzular mı? sizi aşan konular mı?....Tamam o zaman,biraz daha hafif mevzulara geçelim.
Haydi ülkemize dönelim. ..
Ayrı yaşadığınız anne babanızı, dedenizi, ninenizi, amca, dayı, hala, teyze ve kardeşlerinizi ne bileyim çocuklarınızı en son ne zaman ziyeret ettiniz?..
’Çam sakızı çoban armağanı’ küçücük bir hediye ile gönüllerini alıp, en son ne zaman acı bir kahvelerini içtiniz.
Tamam siz duyarlı bir evlad duyarlı bir akrabasınız. Bunların lafı mı olur!? Bunları mütamadiyen yapıyorsunuz zaten.
Peki Kur’anı Kerimde Nisa suresinin 36. Ayetin’de bahsedilenlerden, haberiniz var mı !? ne diyor Allah: ’’Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.’’
’’Yetimler’’diyor. En son ne zaman bir yetimi sevindirdiniz. Ona ufacık bir hediye aldınız. hadi bırakın hediye yi, en son ne zaman bir yetimin başını okşadınız?
’’Yoksullar’’ diyor Allah. Kara kışın başladığı şu zaman diliminde hangi yoksul geldi aklınıza.Odunu, kömürü var mı?..
Tamam odun kömür sizi aşıyor. Onu ısıtcak bir kazağı ne bileyim bir tas çorbası var mı diye düşündünüz mü hiç?
’’Komşular’’ diyor Allah. Kaçımız komşusuyla kavgalı değil? Eften püften sebelerle üstelik.
Üst kattaki komşu, sofra bezini sizin balkona silkmişti hani?..Sizde balkon yıkarken alt katta ki komşunun çamaşırlarını kirletmiştiniz.Kocanız en alt kattaki komşuyla park yeri yüzünden kavga etmişti..Karşı komşunuzla çocuk kavgasımı etmiştiniz hani ?..onların oğlan okul dönüşü kızınızın saçını çekiştirmişti!!...
Arkadaşlarınız, dostlarınızla aranız nasıl!?
Hani hep beraber balığa gittiğiniz, arkadaşınız vardı? Esnaf olanından bahsediyorum.Karısı karınızla kısır günleri,altın günleri yapardı hatırladınız mı!?.....
Hah evet o. Bu aralar dardaymış biraz bankalar sıkıştırıyormuş biraz nakte ihtiyacı varmış. O’nun için bir şey yapabildiniz mi,yapabilir misiniz!!?..
Amaaaan! neyse boş verin nasıl olsa üç günlük dünya; bu gün varız yarın yokuz!.Neyse siz beni boşverin. Sanki ben yapıyorumda. Aklıma geldi işte durup duruken.
Rusya ile 35 milyarlık ticaret anlaşması yapmışık nasıl olsa..Suriye neresi..Neler oluyormuş orada!?...Aman canları cehenneme(!) yemeselerdi bir birlerini bana ne(!)
Asgari ücretliye de 22 tl zam yapılıyormuş! Devlet babalar gibi bakıyor siğortası var ee bu devirde 750 tl az para değil hani sıksınlar az yesinler biraz.
Hem hısım akrabayı hep siz mi düşünüp duracaksınız canım. Bırakın da onlar biraz sizi düşünsün.
Verginizi de veriyorsunuz zaten, fakiri, yoksulu, yetimi devlet korusun.
Doğru ya boş verin.Bunlar için canınızı sıktığınıza değmez.Ha yılbaşında nereye gidiyorsunuz!? ...
Uludağa mı !?
Kartalkaya’ da güzel oluyormuş..Neyse canlarım görüşürüz Selam ve Dua ile Allah’a emanet olunuz.