Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Aynur Baş
Aynur Baş

At Kuyruğu

Yorum

At Kuyruğu

17

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1445

Okunma

Okuduğunuz yazı 23.12.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
At Kuyruğu

At Kuyruğu



Halam sinirlendiğinde, kapılardan alırdı hırsını. Babaannemin azarı, kalıplaşmış bir cümle olurdu. Soru değil, düpedüz hükümdü:
-Kocamemet damarın tuttu mu yine?
Arkasından gülüşmeler…

Biri öfke duvarını aştı mı, diğeri susmalı. Yoksa, aynı soydan akan kan birikintisinde boğulmak işten değildi hani.

-Alan olmayınca vereni seveyim ben!
Dedemin bu sözü, en büyük azardı işte. Kapıyı çarpandan geçer, çarpmayı düşünenlerin fikrini yalayarak yankılanır dururdu, ahşap duvarlarda… Hem de artan bir tesirle...

Yaş, on bir, on iki. Olsun. Annen on beşinde kucağına almış seni. Senden önce doğup, yaşamayan bir kardeşi de duymuşluğun var. Elini çabuk tutmalısın. Bir, bilemedin iki yılın anca var. Hâlihazırda taliplerin de atların kuyruğunu kesip durmadığına göre, o söz sana da dokunur pekâlâ...

Dedem, “ben o sülaleye biricik bacımı verdim, burnumdan getirdiler; kızımı vermem,” diye diretince, babam, annemi istemeye gelenlerin atlarının, eşeklerinin kuyruklarını kesmede iyice ustalaşmış.

Sevdiğin kıza, yakın köylerden olası taliplilerin ayağı kolay kesilir. Bir iki yol kesme, bir iki har gür, işlem tamam. Olmazsa rüşvet… Başlık parasından sayılır o da. Vakti gelince hesaptan düşerim, demiş olmalı, benim akıllı babam.

Cep telefonları yok ki tehdidini mesajla yayasın. İnternet belki daha hayal bile değil. Cep aynasından yansıtılan güneş ışınlarıyla iletişim çağı daha… "Sende gönlüm var" demek için, kiraz ağacında yakalayacaksın kızı. Aynayı gözüne nişanlayıp, ağaçtan düşürene kadar gözüne ışık vereceksin ki ileti yerine varsın. Dallar neresini çizerse artık. Aşkın nişanesi, yüze gelmiş, baldıra saplanmış, dert mi? Dikeni gül kokar gülün. Aşkın öyle tarif edildiği vakitler işte. Atların, eşeklerin kuyruğuna kadar düşmesinden inatçı dedem sorumlu, babamın suçu yok.

Günübirlik gidip gelinemeyecek kadar uzak yerlerden gelen dünürcülerin, sabah kalktıklarında, bineklerinin kuyruğunu noksan bulunca, kime daha çok kahrettiklerinden emin değilim.

"Kader, kısmetmiş," der, annem. Uzaklardan bir köyden bir genç ile nişanlansalar da düğünden önce delikanlı hayata veda etmiş. Arzuyla Kamber, Leyla ile Mecnun öyküleriyle büyüyen, aşka imanı bütün, aşığa boynu kıldan ince dedem, bu talihsiz ölümü ilahi bir işaret saymış olmalı ki hiç sevmediği sülalenin en haylaz oğluna, diğer bir ifadeyle, tek kız kardeşinin oğluna, biricik kızını vermeye, razı olmuş.

Sonrası, “halanın yazgısı yeğenine” gibi bir öykü...Babaannem ile annemin yaşam öyküleri, ezilmişlik ve yazgıya sorgusuz kabulleriyle, birbirine çok benzer. Benim çizdiğim güzergah ile halamın yolu ne kadar farklıysa, onlarınki o kadar örtüşür. Kader mi, kısmet mi… O konu başka konu ve o azarlar şu an bile beynimde yankılanıp dururken, fikir yürütmek aklımdan geçse de yüreğim elvermiyor; susuyorum.

Oğlum, babasını yine sinirlendiriyor ve baba, tıpkı kendi babasından gördüğü gibi babacanca azarlıyor O’nu:
-Düğüne gitmiyoruz, hadi çabuk ol! Ne yapıyorsun sen, bir saattir odada?
Yangına körükle müdahaleye hiç üşenmez, bu çocuk kimden aldı huyunu bilmem ki… Cevap olarak, odasının açık kapısını hızla kapatıp, devam ediyor ayna karşısında, saçlarına çim adam görüntüsünü verme çabasına.

Duvarlar ahşap değil, ama çocukluğumun konağının duvarları gibi kolaylıkla geçiriyor sesi. Kapının gürültüsünün örtemediği o cümleyi net duyuyorum. Babası da duyuyor. Gözlerinde, “işte, senin yetiştirdiğin çocuk bu kadar olur,” pankartı asılı yine… Gülümsüyorum, çünkü biliyorum ki saçları da sesi de benden çok karşımdaki adama benziyor, oğlumun… Örtülü küfretme yeteneği de bana çeksin varsın.

Bir de gözlerimi susturabilsem. Birlik de dirlik de daha kolay olacak evde. Karşımdaki adam da benim sloganımı okuyor. Yine ele veriyorum, kanımdan tek insanı…

Bir iki dakika sonra iki adam gülüşüyorlar ayakkabılarını giyerken. Birinin sesinde gurur, diğerininkinde utanmışlık… Göz göze gelmemeye çalışıyorum, daha genç olanıyla. Çünkü aynen şöyle bağırıyor o gözler, bakmadan duyabiliyorum :
-Bunun hesabın, ben sana sorarım!

Yanıtımı duydu mu, bilmem. Kendi benzetmeme kendim gülüyorum:
-Aman ne korktum! Atımı dışarıda bırakmam bu gece!

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
At kuyruğu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz At kuyruğu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
At Kuyruğu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
küsss
küsss, @kusss
24.12.2012 20:17:11
ve işte nihayet Aynur Baş'tan bir yazı..şiirleriniz elbette güzel ama yazılarını bir başka özlemiştim..

bir küçük itiraf..sizden alıştığım o küçük ayrıntıları çok bulamadım bu defa yazıda..

ama farklıydı,ama çok özeldi..o başka..

sevgiler..
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
24.12.2012 19:58:13


Kutlu'yorum cokca degerli Sairem.
Davidoff
Davidoff, @davidoff
24.12.2012 17:14:43
Tebrik ederim. Kalemin kelamını çokça.
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir, @huseyinakdemir
24.12.2012 15:30:39
Ne yapayım?
Tebrik edemeden geçemedim Hocam :)
Türkçenizi okurken haz almak müthiş!
Saygılar...
Saynur Baysal Öztürk
Saynur Baysal Öztürk, @saynur-baysal-ozturk
24.12.2012 15:28:31
Bir güzelliği gördüm mü, kendim ortaya koymuşçasına mutlu oluyorum. Temiz bir Türkçe, akıcı bir anlatım, bir de üslûp varsa yazıda, tamamdır... Hatta defalarca yazılmış bir konuyu bile tekrardan ve sıkılmadan okuyabilirim. Bir de konu değişikse, aliyyül- âlâ... Ve bu yazı, tastamam geldi bana.

Hissettirdiklerine gelince...

İyi ki de sırada değillermiş, atların kuyruğunu kesecek talipleriniz... Yoksa, yazık olurdu o cânım atlara. Zira, başı ve bakışı ile başlayan, yelesi ve bacakları ile devam eden güzelliklerinin hitâmıdır bence, atların kuyrukları...

Bakışlarla anlaşan, hattâ bakışlarından küfrü dahi okuyan bu aileyi de, güzel anlatımı da sevdim ben.

Teşekkür ve selâm ile.

Saynur Öztürk tarafından 12/24/2012 3:29:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
erolabi, @erolabi
24.12.2012 14:40:30
Çok güzel...
Fazla söze ne hacet.
De resimdeki "Eşek" değil mi?
Bir de "kiraz ağacında yaklayacaksın" önemsiz bir yazım hatası zannedersem..
Selam ve saygı ile.
-Ezrak Rahel-
-Ezrak Rahel-, @ezrak-rahel
24.12.2012 11:40:12


okurken keyif aldığım bir yazıydı





teşekkürler şair


saygıyla





Taylan KOÇ
Taylan KOÇ, @taylankoc
24.12.2012 11:38:49
Her yazdığının hakkını veren kaleme selam olsun...

Tebrik ederim sevgili Aynur
Çok güzeldi
Emeğine
Yüreğine sağlık
Selamlarımla...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
24.12.2012 10:02:13
Özlemiştim bu kalemi. Anılarınızı edebiyatla sarmalayıp, sizi hiç tanımayan, upuzak diyarlardaki okurlarınızda böyle derin izler bırakabilmeniz ne güzel.

Çok güzelsiniz.

Kutluyorum. Sevgilerimle.
Canan Korkmaz
Canan Korkmaz, @canankorkmaz
24.12.2012 08:10:04
Makaleyi bekliyorum :)

Güzel bir anlatımdı...

Kutluyorum gine gelen yazınızı...

Sevgimle...
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
24.12.2012 07:19:14
dışarıda bırakırsan ne olacağını biliyorsun.... sayfadan çıkamadım..... çakıldım kaldım...tebrikler kavi kaleme saygılar
NILGUN
NILGUN, @nilgun
24.12.2012 03:30:39
Cok guzel bir ani yazinizi okudum.Guclu kalem yureginize saglik.
Tebriklerimle!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hamide Özdemir
Hamide Özdemir, @hamideozdemir
24.12.2012 01:48:35
Onu nerden buldun da nerden hatırlayıp oraya bağladın dediğim hadise: At kuyruğu.
Tam olarak böyle oldu tepkim.
Kalem öyle güzel işlemiş ki öylece bakakaldım ekrana biraz.
Bir gezinip geldim sindireyim diye.
Güne gelmiş, kutlarım.
Velhasıl Ustam
Benim genler ne tarafa gideceğini şaşırmış.
Buna kanaat getirdim sonunda.

Çok beğendim ki.
Sevgiler saygılar çokça.
Neşe CÖMERT
Neşe CÖMERT, @nesecomert
24.12.2012 01:06:52
Ne olursa olsun, acısıyla tatlısıyla güzel anılar biriktirmişiz diyorum ben.

Bu anlatımdaki olayların bağlantısı da çok ilgi çekici, sorguluyor insan.
Çocukluğundan evliliğine, anneliğinden çocuk yetiştirmesine varıncaya kadar olaylara bakışıyla içsel gezinti yaptırıyor.

Bir diğer konu da soya çekim mi, yoksa eğitim mi ön plana çıkan kişilik karakter oluşumunda.
'' Kesinlikle soya çekim, :) var,, genlerin ağır bastığını iki çocuğumda görebiliyorum ben de.

Hele gelenek göreneklerin haricinde eskiden her davranışın büyüklerimizce belli adı varmış ya.:)
En çok buna gülüyorum. Ergenlik çağında anlayışlı olmalı, gelişimi için neler yapılabilir konusu olması ne mümkün! O zamanlarda... İyi ki diyorum bazen, annelerimizn neslinde dünyaya gelmemişiz. Şanslıyız.

Artı bir şey daha bir takım korkularım var olduğundan, atımı da dışarı bağlamış olduğumdan sabaha dek uyku yok demektir... :(
Çok güzeldi yine her zamanki lezzetinde...

Tebrik ediyorum ustam, yüreğine sağlık...
Güne yakışan bir anlatım...
Sevgim ve saygım bakidir...
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
24.12.2012 00:28:13

iyi ki seçki kurulu var

yoksa arkadaşımın bu yazısını kaçıracaktım

öncelikle paylaşım için yazara ve güne geldiği için seçki kuruluna teşekkür ediyorum

okunası bir yazıydı

kutlarım arkadaşım

sevgilerimle


Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
24.12.2012 00:04:27
Sevgili Aynur, kalemini ve samimi anlatımını sevmişimdir, Hep seveceğim, yeter ki sen yaz. Ne güzel bir anıydı yazıya konu olan. Yazgı güzel olmasa da.

Tebrikler CAN, çok sevgimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL