Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
İlhan Kemal
İlhan Kemal

Mum Söndü

Yorum

Mum Söndü

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1023

Okunma

Mum Söndü

Mehmet Said girdiği odadan çıktığında elinde bir mum vardı:

’’Bakın, ne buldum!’’

Pahalı bir şey değildi; herhangi bir markette, artık pek de olmayan elektrik kesilmelerine karşı alabileceğiniz sıradan mumlardan biriydi. Aklımdan geçenleri okumuş gibi:

’’Yine de yakmamıza engel değil, değil mi?’’ diye sordu.

Cevabımı beklemeden cebinden çıkardığı çakmakla mumu yaktı. Demek isterdim ki yıkıntıların arasında bir güneş doğdu ama ayakları yere basmayan şairlerden değildim. Mehmet Said’in yüzüne gölgeler geldiğini söylebilirim; o kadar.

’’Yere koy; yukarıda kalırsa pencereden burada olduğumuzu belli eder.’’

Sözümü dinledi; mumu odanın zemininde bir yere iliştirdi. Sonra da bağdaş kurup karşısına geçti. Çok geçmeden Bolayırlı Rüstem’le Manavgat’lı Yakup da yanına oturdular. Ben ayakta kalmayı tercih ettim.

’’Bana kız arkadaşlarımı hatırlattı.’’ dedi Mehmed Said.

’’Hangisini?’’

’’Herhangi birini. Eve ilk defa gelenler için mum yakardım; romantik bir atmosfer olurdu. Tabi, böylesini değil. Kokulu, kalın olanlardan.’’

’’Lan Memet! Güzel söylüyorsun da, işler koyulaşınca mumu sahipsiz mi bırakıyordunuz?’’

’’Sen hiç mum söndü oynamadın, değil mi Yakup?’’

’’Oo, sen kızılbaş mısın?’’

’’Yel alsın.’’

Mum beni de geçmişe götürüyordu. Ama gözümün önüne gelen Mehmed’in Ulus’taki dairesinin ziyaretçileri olmadı: Dırtad’ı hatırladım. Elektriklerin kimbilir hangi sebepten kesildiği gecelerde oyununu bırakır, yanıma gelip mum ışığında ödev yapışımı seyrederdi. Sırf ona hava yapmak için okuma parçalarının soruları üzerine uzun uzun düşünür, sonra da büyük bir ilham yakalamış gibi yazmaya koyulurdum. Yazacak bir şeyim kalmasa da satırları doldurmaya devam eder, yazdıkça Dırtad’ın bana olan hayranlığının arttığını hissederdim. Başımda dikilmeken yorulup da içeri, annemin yanına gittiğinde yazdığım saçmalıkları siler, ödevimi sınıfta yüksek sesle okuyabileceğim bir hale sokardım. Mum ise yandıkça kenarından akar, sanki üzerinde durduğu çay bardağı tabağına kök salmak istercesine tabanının etrafına kümelenirdi. Annem...

’’Hişt! Gelen var galiba.’’

Rüstem mumu üfledi. Hepimiz silahlara sarılıp duvarın dibine sindik. Bir daha da Dırtad’ı görmedim.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mum söndü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mum söndü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mum Söndü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
11.12.2012 08:42:47
Yorumlarıyla birlikte öyküyü okudum...Aslında biraz daha uzun olabilidi....Hiç sönmesin mumlar...Tebrikler
Sevgilerimle...
Minos
Minos, @minos
9.12.2012 22:20:32
Üstat çok akıcı ve sürükleyici bir yazı okudum.
Sizi kutlarım.Bırde şu mum söndü oyunu oynadın mı hiç cümlesi olmasaydı tadından yenmez olacaktı.Mazide kalmış mesnetsiz olayları anımsatıyor. Naçiz hane fikrimi ifade ettim.Sagı ve hürmetle.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
8.12.2012 21:14:39
10 puan verdi
Herkesin mumu bir başka eriyor sanki..Biz de dönüp kendimize baksak nice anılar birikir tabağın ortasında..

Herkesin geleni bir başka, belki bir savaş zamanı yanındakini hiç görmeyeceksin.. veya güzel bir doğum günü, veya veya bir semaha kalkıştır...


Beğendim , saygımla
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI, @dilekyildizi
8.12.2012 10:34:11
Dostum yine harika su gibi bir yazı okudum.Ve ardından bu haksızlık dedim bir okurun olarak.Bu tıpkı balıklama suya dalan bir insanın suya düşeceği anda denizin tamamen çekilmesi gibi bir şey.Tam nefesleri tutup öykünün zevkine dalarken birden bire sonlanınca öykü kalakaldım.
Öyküdeki isim kafama takılınca netten baktım Dırtad ismine. pek birşey bulamadım.( kral Dırtad'ın dışında)
Neyse şimdi yine kafamda bir sürü kurgulu düşünce,Mehmet, Rüstem, Yakup ve bunları anlatanlar neden yıkıntılarda saklanıyordu ( bir çatışma öncesini hatırlatsada bana)
Anlatıcının Dırtad' a değer verişi belli, mumla birlikte geçmişe yapılan yolculuk hemde gizlenirken yıkıntılarda...Şimdi hem olayların öncesini hem şu an yaşanacak olayları düşünerek yazıdan ayrılıyorum....
Keşke biraz daha uzun olsaydı.Biliyorum yazanın işine karışılmaz.

Dostum ellerine sağlık harika yazı okuttuğun için teşekkürler...
En derin saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL