19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2478
Okunma

İlk kez büyüdüğüme sevinemedim
ilk kez !
Yüzümde yarım bir tebessüm var yaklaşık bir haftadır...
Masamdaki kum saatine dalmışım, ince belinden nasılda hızla akıyor hayat...
Tutamadığıma üzülüyorum bazen, bazen de doya doya yaşadığımı düşünüp mutlu oluyorum, işte öyle karışığım bugünlerde !
Zeytin ağaçlarının arasına tünemiş kırlangıç yavrusu gibiyim, sürüsünü kaybetmiş, korkak ! Yalnızlıkla çoğalmayı öğreniyorum nicedir…
Birkaç gündür aralıksız yağmur yağıyor İstanbul’da, camın önünde keyif yapıyorum uzun uzun, damla yarışçılarını izliyorum, cama her vuran yağmur damlası, izlediği yoldaki damlaları da katarak devam ediyor yoluna. Ufuk çizgisi bir kayboluyor, bir beliriyor, puslu havaları hep sevdim. Bu Aralık gecesinde, balkonumdan denize uzanan bir şarkı söylemek istiyorum yağmurdan kaçan sığırcıklar eşliğinde. Hayal kurmak istiyorum sabaha kadar ve göğe ağır işçi olmak. Kuş olmak istiyorum ben! Çünkü yeryüzü merhamete tamamen yenilmiş…
Çayımı yudumladıkça geçmişe gidiyor, koparıp attığım takvim yapraklarını bir bir takıyorum ömrüme. Bazı mutluluklar yaşanmamış zamanlarda kalmayı yeğliyor sanki. Çekip giden için nasılda zalim oluveriyor bir anda kentler. Ne yürüdüğüm yollar, ne yaşadığım sokaklar bir iz barındırmış benden. Unutmuşum bile, kabuk bağlaması için, gölgesinde ürperdiğim yaramın gözüne baktığımı. Gün geçtikçe yaralanıyor muyum yoksa hayatla aramdaki çatlağı onarıyor muyum bilmem.
Herşey gibi mevsimler de aynı kalmıyor, çocukluğumda hep diz boyu karla girerdik Aralık ayına. Buz tutmuş su birikintilerinde kaymak, zamanın lunapark eğlencesiyle aynıydı herhalde. Doğum günüme çağırdığım arkadaşlarımı hep babam arabamızla evlerinden alırdı tek tek veya atkı bere bürünür gelirlerdi. Yıllar önce bu vakitler sıcacık evimizde camdan kar tanelerinin dansını izlerken, heyecanla doğum günü partime gelecek arkadaşlarımı beklerdim.
Kış çocuğuydum ben ama ruhum sıcacıktı !
Yüzü siliniyor hatıraların, çok büyüdüm artık çok … Kendi rüzgarımdan incinecek kadar hassas olmaya başladığımı hissediyorum. Duraklarda yorgunluklar üzerime biniyor gibi bazen, bazen de kaygılarımla kavgam bitmek bilmiyor ! Çocukluğumdan gitgide uzaklaşmak ruhumda tamiri mümkün olmayacak hasarlar bırakacak hissediyorum. Fay hattı kırılsa da yüreğimin, “depremlere dayanmaktır hayat en çok ! ” diyorum durmadan. Dilime dolanan dualar uyutuyor ve inancım ayakta tutuyor beni biliyorum.
Belli belirsiz gölgeler barındırıyor içinde yaşam !
Yeni insanlar tanımak, anlamak, anlaşılmak ve anlatmak kendimi artık ağır geliyor bana.
Her yeni insan, yeni umutlar çalmıyor mu yüreğimizden ?
Unutulmuş bir romanın beyaz perdeye uyarlamasıydı belki de yaşananlar !
Hayata gözlerimi açışımın 37. yılı bugün...
Bugün doğum günüm benim…
Ah be hayat !
Bu sabah doğan güneşi görmek bile en güzel armağan bana !
üçaralıkikibinoniki- :)
SNKY