(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İstanbul saafların bir kitap kokusu vardı eskiden öyle hoş bir kokuydu ki o farklı hissederdim kendimi çeşit çeşit kitapların hepsini almak isterdim ki sınırlı paramla iki bilemedin üç kitap alabilirdim...Saaflarında yüzü değişti ülkemde değişen herşey gibi.. kitaplar dünyamız kitaplar hayallerimiz.. kitaplarla kurduğumuz dünyalar şimdiki çocuklar ne kadar şanssız diyorum bazen o tadı bilmiyorlar bile pek çoğu.. o saafların kokusunu duyamıyor pek çok genç.. Değerli yazarım ne güzel ne anlamlıydı yazınız ve ne değerli.. yürekten kutlarım.. saygım sevgimle...
Bir kaç yıl önce köyümdeki yatılı ilköğretim okulunu ziyaret ettiğimde görevli arkadaşa "kütüphane var mı?" demez olaydım. Bana " Abi bina yeni yapıldı koca bir kütüphanemiz var. Utandım,kendime "bre öküz koca binayı yapan devlet kütüphaneyi unutur mu?" diye hayıflandım. Ben de soruyu sanki yanlış sormuşum gibi " Yani,çocuklar çok okuyor mu?" diye sordum tekrar. Bana " Abi kitap yok ki" demez mi. Hemen kolları sıvayıp harekete geçtim. İlk yıl okul kütüphanesine çoğu Yapı Kredi Yayınları olmak üzere iki yüz on kitap temin ettim. İkinci yıl arkadaşlarımın yardımıyla yine çoğu Yapı Kredi Yayınları üç yüz on ve bu yıl kısa geçtiği için tatilim yüz kitap temin ettim. Okumuyoruz ki, okutalım. Bir de doğrusu piyasada çok fazla kitap kirliliği var. Bu arada Nurten hanım kardeşimizi burada görmekten bahtiyar oldum. Selam ve saygı ile.
Ne mutlu size. Bir savcı dostumuz, Eskişehir kapalı cezaevinde kitaplık yapıldığını ama koyacak kitap temin edem ediklerini söyleyince kitaplığımdaki yüzden fazla kitabı eşim Kemnur aracılığıyla cezaevi yönetimine teslim etmiştim. Sanırım birkaç yıl geçtiğinde kızımın düğününde savcı dosta, cezaevindeki kitap durumunu sorup yolladığım kitapların işe yarayıp yaramadığını sormuştum. Bana yolladığım kitapların yok olduğunu söyleyince çok üzülmüştüm. Sanırım tahliye olan mahkumlar birer ikişer tırtıklamışlar. Bu anı da bende üzüntü vesilesi olmuştu. Öğretmenliğim süresince çocuklarıma ders çalışmaktan çok kitap okumayı aşılamışımdır. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim...
Merhaba Nurten hanım. Sayfayı kapmışsınız hocamdan iyi de yapmışsınız. :))))) Aman hocam duymasın...
Kitap haftası bizim günlerimizdeydi üzülerek söylüyorum. Şimdi internet oyunları alınıyor çocuklara çeşit çeşit. Bizim çocuklarımızda kitap okudu ve okuyorlar ama ne yazık ki şimdiki çocukların kitaplarla alakası yok. Nerde en yeni oyuncak, nerde en yeni internet oyunu hepsini biliyorlar. Çevremde kitap okuması gereken çocuların elinde kitap yerine bunları görüyorum.
Aslında okumaya teşvik edilseler belki okumanın tadına vararak kitaplar ellerinden düşmeyecek ama malesef ki beyin yıkamalar bu tür oyunlarla başlıyor. Aile ve okul olarak sahip çıkıp yönlendirmeliyiz.
Günün önemini anlatan yazınız çok güzeldi ve yönlendiriciydi. Yüreğinize, emeğinize sağlık. Sevgi ve saygılarımla...
Merhaba. Kemnur'dan sayfayı arada sırada kullanmam için izin isteyince sağolsun izni veriyor. Bu aralar kendisi de biraz rahatsız olduğundan hastaneye gidip gelerek yazmaya pek fırsat bulamıyor, daha çok da "kafam ambele oldu" diyor, ne demekse... Ben de bu fırsat sayfasını zişgal etmiş oldum. Kitap Haftası biz öğretmenlerin biraz öneme haiz kıldığı bir süreç, hatırlatmadan geçemedim. Selamlar sevgiler...
Sayın Hocam, Kitap bağışı konusunda biraz yanığım. Tam iki defa, kütüphanemi, Okullara bağışlayarak, bir şey yaptığımı, kitabın paylaşılmadan , okunmadan durmaması gerektiğini savunarak koca kütüphanemi yolladığımı söyleyeyim. Aralık (Çıldır)kazası ,köylerinden birine , hem kütüphanemi yollamış,hem de topladığım kitapları da göndermiştim. Ayrıca ,bir ATATÜRK heykeli de,para toplayıp göndererek yaptırdım. İdealist öğretmenimiz ,resimler çekerek bana yollamış ve ben çok gururlanmıştım. Altı yıl sonra, bölgede görevli olduğum bir sıra ,bu okulu ziyaret ettim. Kütüphane yerinde duruyordu, içinde kitapların onda biri bile olmadan. Büst ise, yazıları sökük, etrafındaki zinciri , hayvan bağlamak için çalınmış olarak. Eski Şevket Süreyya'nın , Doğan Avcıoğlu' nun, Fakir Baykurt' un kitaplarını ,yeniden okumak istiyorum. Fakat hepsini bağışlamışım. İşte bu yüzden ,şimdi sahip olduğum 3000 den fazla kitabı kimselere veremiyorum. Okumak için alanlar da geri getirmiyor . Bu konuda çok dertliyim Saygılarımla.
Kırk yılda bir, bir yazı yazıyoruz, yayınlayıver, ne olacak. Site yönetimin, her ne hikmetse, üyeliğimi kabul etmiyor işte, ben de senin sayfandan arada sırada yazıvereyim...
güzel hatırlatma ah dedim benimde minik hikayelerim var imkanım olsa kitap çıkarabilsem minik çocukların okuyacağı kitaplar olurdu saygılarımlasınız herdaim
Kitap çıkarttırabilmek şu devirde hem çok kolay, hem çok zor galiba; ben masrafları karşılayacağım dediğinizde basıyorlar kitabınızı da, doğru dürüst dağıtım yapmıyorlar maalesef... selamlar saygılar N.P.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.