- 547 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Büyüklere Masallar (51.blm)
sinemin hatıra defterinden:
Okulun ilk günüydü.lisede hem ikinci yılım hem de ikinci okulumdu.şimdiki okuluma diğer okulumda yakalayamadığım rahat ve huzuru yakalamak için gelmiştim.hayatımdaki aşkımı da bulacaktım belki de,kim bilir...
koridorlarda volta atıyordum.kimseyi tanımıyor olmam canımın sıkılması için iyi bir nedendi.bunalmıştım;çünkü ben konuşmayı seven biriydim.gören her erkek laf ratıyordu.rahatsız oluyor;ama ses çıkaramıyodum.tenefüslerde içeride oturmaktan başka çarem yoktu.herkes konuşacak birini bulmuştu;sert görünümüm nedeniyle kimse yaklaşmıyordu yanıma.ben sıkılmaya devam ederkensınıfa bir çocuk girdi.yakışıklı,uzun boylu,kumral,yeşil gözlüve karizma bir çocuk...tam tarzımdı;ama benim tek düşüncem bir an önce eve gidip bu sıkıntı veren yerden kurtulmaktı.şansıma bak,çocuk tam arkamdaki sıraya oturdu!anlaşılan eski arkadaşlarıydı,sohbet koyuydu.yanıma geldi "oturabilir miyim?" dedi."tabii ki"dedim.aradan birkaç dakika geçti."ben sizi biryerden tanıyorum" dedi.aslında ben de benzetiyordum birine;ama ihtimal vermiyordum.tanıdığım hiçkimse
yoktu,bundan adım gibi emindim.
biraz sohbetten sonra çok ilginç şeyler oldu.bu çocuk beni iki yıl önce Çanakkale gezisinden tanıyordu.ve inanır mısınız aynı sokakta oturuyormuşuz!ben bir kere bile görmedim onu, o beni tanıyor ve beğeniyormuş!şok olmuş;ama bir o kadar da sevinmiştim.hoş çocuktu ama...
onunla çıkmam için diretiyordu..ben ise zaman istiyordum onu tanımak için.liseye kadar kimseyle çıkmamıştım;çünkü hep kendi kendime derdim ki "doğru insanı bulmadan çıkmam kimseyle."bu,kendime verdiğim bir sözdü.iki haftadır peşimdeydi.ilk gün yemeğe çıkma teklifi etmişti!çok hızlı gelişiyordu herşey.ne yemeğe çıktım ne de biryere gitiim onunla.ailem tutucuydu,hiçbiryere çıkmaıyordum.çocuk ilk günden -tabii caizse- çarpılmıştı bana.ben de ona tabii...
çoğu zaman beraber geliyorduk eve.yanağımı sıkması,bana sevgi dolu sözler söylemesi kadar mutlu eden birşey yoktu benim için.çok mutluyduk,herkes kıskanıyrdu bizi.dillere destan olmuştuk...çok kıskançtı o,otobüste bile yanımda duran bir çocuğa sataşmıştı!kendi arkadaşlarıyla bile konuşturmuyordu beni.ben de kıskanıyordum onu,bir kızla konuştuğunu gördüğüm zaman sinirlerim tavan yapıyordu.insanın yakışıklı sevgilisi olması ne kadar zor şeymiş!
ondan pek birşey saklamıyordum.ara sıra sınıfa gelip kontrol ediyordu bei.hoşuma gidiyordu bu aslında;ama onu geröekten tanıyamamış olmaktan çok korkuyordum.
birgün okula geldiğimde onu kapıda bir kızla konuşurken gördüm;fakat iyi niyetimden dolayı kötü birşey düşünmedim o an.beni görünce saklanmaya çalışmasıbeni iyice işkillendirmişti...
durduk yere kötü birşey düşünmeyeyim dedim kendime.kantine gittim teneffüste.ne göreyim?benimki sabah ki kızla göz göze.çıldırdım.beni görünce kız kalktı masadan.sevgilim olacak çocuk da bana doğru geliyordu.o sinirle taa dördüncü kata çıkmışım!!o ne hızmış ya rabbi?sınıfa girdiğimde herşeyi bitirmiştim kafamda.arkadaşları birgün böyle olacağını söylemek istemişler,ama aramızın iyi olduğunu görünce birşey dememişlerdi;beni kendi elleriyle ateşe atmışlardı yani...çok üzülmüştüm ve aslında çok bağlıydım ona...yanıma gelmeye cesareti yoktu.arkadaşlarıyla "ben onu gerçekten seviyorum" diye haberler gönderiyordu.bir özür dilese koşa koşa gidecektim yanına...neyse aradan zaman geçti,daha ayrılmamıştık.bayramda son bir şans için aradım onu.telefonu açan bir kızdı... dünyam başıma yıkılmıştı...ben bunu hak edecek n’apmıştım?
otobüste karşılaşıyor;ama tek kelime etmiyordukişin tuhafı aynı yerde iniyor,aynı yolu yürüyorduk.son pişmanlık fayda etmiyordu işte.
bu olayın üstünden bir-iki hafta geçti.birgün gördüm ve selam verdim.sevindi ve selam verdi.ben yeniden başlar umuduyla gülücükler saçmaya başlamıştım etrafıma...teneffüste dışarı bakıyordum.hava güzeldi.aman Allahım!yine onu gördüm;ama bu sefer başka kızla!kantine gittiğimde kızla el ele göz göze tavrı dikkatimi çekmişti,yanıp kavruluyor;ama renk vermiyordum...o ise karşımda sırıtıyordu...artık tamamen bitmişti gözümde.nefret ediyordum ondan.okuldan atıldıktan sonra tek kalmıştı. ne arayanı, ne de soranı vardı.çalıştığı yer ile evi arasında mesafe yoktu.hergün oaradn geçiyor ve onu görüyordum.mahvoluyor ve kendimi bitiriyordum...
unutmuştum onu.arkadaşlarım,başkasını sevmeden onu nasıl unutabildiğime şaşırıyorlardı.bilmiyorlardı ki onun için her an,her dakika yandığımı.
msn’ de konuşuyorduk.o bana hep pişman olduğunu söylüyordu.ben ise ona açık yüreklilikle onu hala sevdiğimi;ama bir o kadar da nefert ettiğimi söylüyordum.anlıyordu beni.hatasını da anlamıştı...bir şarkı dinliyordum:"hayatımda iki şeyim vardı;biri sen,biri sigaram...aranızdaki tek fark nedir biliyor musun?ben sigaramı yaktım,sen de beni..."diyordu şiir bölümünde.işte buydu aşk.şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.ama bildiğim tek şey var, onu deli gibi sevdiğim...soruyorum şimdi size siz olsanız affeder miydiniz???
Gençlik günlerimizi anıyorum, kampüste el ele aşk sarhoşu olduğumuz günleri..
arabalar tek tük geçerken "bile bile" yi bağırarak söylediğimiz,herkesin içinde öpüştüğümüz günleri,bekaretim bozulmasın diye kıyıda köşede oral seks yaptığımız,bazen de uygun yer bulmak için dakikalrca yürüyüp yorugunluktan çimenlere uzandığımız geceleri... ne güzel günlermiş , ne güzel geceler..
Büyüklerinin konuşmalarından duyup, öğrendiğine göre; dört yapraklı yonca bulmak zormuş. Çünkü, nadir bulunurmuş doğada. Bulan insanlara ise; çok şans getir ve o insanlar çok başarılı olurlarmış. İnanış buymuş ya…
Bunu duyan çocuk; nerde bir yonca, yoncalık görse elleri ile karıştırarak dört yapraklı yoncayı arar olmuş. Aradan zaman geçmiş bir zamanların çocuğu, genç delikanlı olmuş; ama, dört yapraklı yoncayı aramaktan asla vazgeçmemiş.
Yaşı kemale ermiş; her yoncalık gördüğü, bulduğu yerde dört yapraklı yoncayı aramaya devam etmiş!..
Her gördüğü yoncalığı aramış, taramış; ama yine bulamamış.
-Demek ki o şanslı insanlarda değilim galiba diye düşünmüş..! Fakat, her yoncalıkta dört yapraklı yoncayı aramaya devam etmiş!..
Bir gün dört yapraklı yoncayı defalarca aradığı yoncalığı sularken, sulamayı bırakıp dört yapraklı yoncayı tekrar aramaya koyulmuş. Ama bu kez kararlıymış. Karış karış aramış, taramış; yoncalığın altından girip, üstünden çıkmış!..
Ve sonunda; aradığı dört yapraklı yoncayı bulmuş!.. Hem de aynı gün içinde ayrı ayrı dallarda olmak üzere üç tane..!
ve ben Muratla evlendiğim zaman dört yapraklı yoncayı bulduğumu sandım, bir peri masalıydı yaşam..
şimdi evliyiz yıllardır hayalini kurduğumuz evlilik gerceklerşti ve o hıc yıkılmayacak sandıgım aşkımız evlendıktyemn sonra yıkıldı, cocuklarımız ayırdı bızı once , sonra kızımızın ölümü..sonra senın kullandıgın ılaclar ve problemlerin,, hıc bıtmeyen pronblemlerın ,, ve aramıza gıren yabancılar..necmiyi rüyamda görüyorum çoğu zaman..vicdan azabından belki,benimle rızam olmadan ilişkiye girsede bir can almak yapacağım son şeydi,ama yaptım,beni ömür boyu kullanmasına izin veremezdim,kocam da beni kullanmamalı,her ne kadar çocuklarımın babsı oldugu için ayrı bir yeri olsa da artık ona güvenemem,ondan ayrı kaldığım zamanlarda Gökseel ile ilişkim oldu diye yıllarca benimle evlenmeyi reddetti,biz zaten eş değişimini farkında olmadan yaşadık derken fasrklı zamanlarda farklı şehirlerde yaşadığımız ilişkileri eş değişiim i denen iğrenç bir ytaşam tarzı ile nasıl bağdaştırdığını hala anlamıyorum,ve kocacmın yaşadığı ilşkileri.. artık ona bakınca dahi tiksiniyorum,belki cezaevinde dahi birlikte olduğu bir erkek vardır,çocuklupğunda cinsel tacize uğraması elbette acı .. am a bunu hayatı boyunca devam edeceği aşikar,artık onu hayatımdan tamamen çıkarmalıyım,bu ayerılık ssüreci benim için çok faydalı oldu...ve Necmiye,hayatımda ilk kez bir kadın var,inanması cok güç ama kendimle çeliştim, kocamın ilişkilerini iğrenç olarak nitelerken,kocasını öldürdüğüm bir kadınla uyumak ilginç bir duygu,aslında beni bir erkek gibi sahiplenmesi kadınlık duygularımım okşuyor, bana sarılması , eviniaçması , haytatta yanlız olmadığımı hisdsettiriyort.. ama aklımda hep aynı soru var : "Neden? "
YORUMLAR
Bunlar itiraf mı yoksa kurgu mu? İtirafsa çok iğrenç, kurgu ise hiç yaratıcı değil...