Aşk nedir sizce ?
Uykuya sevdalı bir çift gözün kapanmaması mı gecelerce, gözyaşlarını yaşanmışlık çizgilerine doldurmak mı oluk oluk ?
Bittiğini duydum geçenlerde . Hissiz bir şairin ürkek mısralarında rastladım. Öyle ürkekti ki inanamadım . Cesaretsizliğinden çizgisiz bir kağıtta yolunu çizememiş, iki çizginin arasına sıkıştırmıştı kendini, belirlenen bir güzergahta ,sorgulamadan çaresizce.
Nerden mi biliyorum?
Biliyorum işte. Çünkü hisli şairin hiç çizgili defteri olmamıştır. Yazamaz , hislerinin yoğunluğundan titrer kalemi , belki de düşüncelerinin iki çizgi arasına hapsolmasını hazmedemez.
Aşkın bittiğine inanmıyorum. Aşk her yerde.
Yıllanmış bir ağacın gövdesinde , yakılmış bir kağıdın küllerinde, yatalak yolcunun son sözlerinde, yeni doğan bir bebeğin gözlerinde.
Zamanında paha biçilemeyen değerler, eskilerin sandıklarında tutsak , masumiyet prangalara vuruldu . Üstelik başına yalan, gardiyan kesildi. Masum aşıklar sıraya dizildi ve duygularından vuruldu. İnanç örtüydü , zamana direnç; yastık.
Beton kadar serindi esenlik.
Donmaya benziyordu belki de. Uykuyu seviyorduk ama öldüğümüzü bilmiyorduk.