Aşk nedir? Herşeydir, heptir... Bir insanı bir insana düğümleyen, dilleri düğümleten bir çekince, cesarete götüren bir korku, düğüne varan yol... Hem kendini hem de sevdiği kişiyi kaybettiren klişe, bir daha yapmayacağımdan bozma yeminler ve daimi hata... Şiirlerde anlatılmaya çalışılmış o şehir efsanesi, çizilemeyen resimler, sanata dönüşmemiş bir esinti... Tanrıya bağlılık, gül ve şarap... Cinsel tatmin. ’Ayrılığın suçlusu’ bile deseler aşk için, inanırız biz. Kulaktan dolma dedikodularla büyütülen olmamış dolma’lık biberdir aşk. Yeşil renkli doğanın olumsuz koşullarıdır. Kronik bir ütopya platonikliğinin en idealist ironisidir... Karşılıksız bir çek gibidir, karışıktır. Yıldırımdır ya da yıldırandır. Ya hep, ya ’hiç’tir. Ve şeydir...

Lan madem yazamayacağım, deyip, yazıyı daha yarısına gelmeden kesmektir işte.

Her karanlıktan bir aydınlık paylaşmak adına.

Not: Sınava Girdi ama bitirmeden çıktı bu sefer.


| 11 Haziran 2011 | 01:05 | Cumartesi | C.EZA.NE
Emrah Nargöz