Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
imbat
imbat

Sahi neydi mevzuu?

Yorum

Sahi neydi mevzuu?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

751

Okunma

Sahi neydi mevzuu?

Yoğun, heyecanlı, stresli bir o kadarda huzurlu geçen gülerimin ardından yine kalemim geziniyor sayfalarda.
Yeter artık! Bitsin bu hasret derler ya; İşte öyle! Yaşayıp huzur bulduğum sıcak günlerimi sizlerle buluşturma vaktidir şimdi.
Çok kıymetli editör abim, ”yaz artık şu anılarını merak ediyoruz!” Telkininden sonra, kendime ve köşeme haksızlık ettiğimin ayırdına vardım.
Yaşadığım aşklardan bahsedeceğim bu satırlarda. İç burkuntusu yürek çarpıntısı aşklar…
Baharın koynunda, yalancı yazı yaşarken; bambaşka bir şehir kucak açtı bana. Olanca sıcaklığın hissettiğim başka bir derya şehir. Artık bir başka mavilikte, başka yeşillikte, başka sahil şeridinde…
İnsan yaşadığı yeri sevmeli derler. Ki huzur bulsun. Bense inadına âşık olurum şehirlere, köylere, kentlere varan yollara…
İnsan ömrü namazsız ezan ve ezansız namaz arasında aşktan ibarettir. Anlatılar. İnsan doğarken ezan okunur kulağına, ölünce de namazını kılarlar. Yani doğumun ezanı ölümün namazının habercisidir.
Doğum ve ölüm arasında ne olursa aşkla olur. Aşkla döner dünya, aşkla ısıtır güneş, aşkın sabrıyla olgunlaşır meyveler. Bense aşığım cümle varlığa. Aşığım şehirlere, aşığım dün koynunda huzur bulduğum Akdeniz’e, onun mavi gözlerine.
Şükürler olsun ALLAHIM diyorum! Bana böylesi engin duygular bahşettiği için, sonsuz dualarla şükranlarımı sunuyorum. Bahtlı olduğumu düşünüyorum.
Yeni yerler tanıyorum, yeni yüzler kazıyorum hafızama. En önemlisinde unutulmayan anılar yaşıyorum şu fani dünyada. Hepsi için şükrediyorum. Ölüm ancak bir kez yakalar bizi dediği gibi şairin.
Doyasıya nefes alıp veriyorum. Haddi hesabı yok denize savurduğum taşların, içtiğim tavşankanı çayların…
Diyorlar ki: azıcık edebi yönüm varmış. Türkçeyi güzel kullanmaya çalışıyormuşum. Azimliymişim, yaparmışım, aşkın gücü varmış bende inandığım için.
Okulun yılsonu etkinliklerinde sahnede programı sunarken izledim kendimi videoda. Önce anasınıfı sonra birinci ve sekizinci sınıfların mezuniyeti programlarında sahne aldım. Sevdiğim etkinliklerdi bunlar. Uğraşırken aşk olduğum âşık olduğum bir yığın yürek çarpıntısı.
Söyleyeceklerini art ardına dizip kusursuzca meramını anlatmanın ıstırabı, izleyenlere doğru iletiyi yollayabilmenin telaşı…
Yoğun, heyecanlı ve stresli bir o kadarda huzurlu ve asla yorulmadığım günler geride kaldı. Ondan dolayı biraz uzaktım köşeme sizlere.
Şimdi yakıtı bitmiş bir taka misali süzülüyorum. İzlemedeyim, beklemedeyim… Günlük işlerimle diz dizeyim. Kendimle biz bizeyim. Şimdiler de kısa radyo programlarımla yüreğimi konuşturuyorum.
Tamamen dursam, azıcık uzak kalsam dayanamam.
İnsan bir şeyi sevdiği zaman olması için çok uğraşıyor. O zaman paslı kapılar açılıyor.
Çoğu dinlediğim insanda ciddi bir memnuniyetsizlik hâkim. Neyi beğenmedikleri, neyi istedikleri de belli değil! Ya işinden memnun değil; ya şehrinden ya?...
Aşk olmalarını, âşık olmalarını öneriyorum. Saf fıtratların başka hayaller girmesin istiyorum.
Gözlerinde basit arzular tüllenmesin diliyorum. Ufuklara sığmayacak enginlikte ki hayal dünyalarını daraltmamalarını arzu ediyorum.
Geçtiğimiz haftalarda stadyumları dolduran kalabalıkları gördüğümde aklımda yer etmişti bu satırlar.
Mersinde, 10. Türkçe Olimpiyatları İl Etkinliği’ni izlerken ufuk insan olmanın, engin düşünmenin, düşüncelerini aşkla süslemenin önemini bir daha idrak etmiştim.
Olmaz denen bir şeyin olmadığını, engellerin aslında başarıya itici güç olduğunu o zaman anladım.
11. Türkçe olimpiyatları için bilet param bir köşede bekliyor şimdi. Hatta şimdiden o programların birinde görev almayı hayal ediyorum. Kim bilir! Çok isteyince belki olur.
Hayal etmek güzel, hayallerde yaşamakta başlamanın başlangıcı olsa gerek. Bir gün tüm istekler can bulur, umarım.
Sıcaklarla birlikte zorluk çeken bünyemin yanı sıra düşüncelerimde de bir savrulma var belli. Alnımdan terler boşanırken duygularımın normal olmasını nasıl beklerim. Bu yüzden dağınık bir yazı oldu.
Olsun! Ama gönlümce, kaygısızca oldu. Eksik kalan yerler varsa da herkes kendince bir şey bulup yerleştirecektir.
Öyle ya mevzuun bir yerinde aşk geçince, bir yerlerde sizin de aşklarınız yer bulmalı!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sahi neydi mevzuu? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sahi neydi mevzuu? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sahi neydi mevzuu? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL