24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2538
Okunma


Değerli arkadaşlarım, 2009 yılının mayıs ayında katılmışım aranıza. Edebiyatdefteri sitesini keşfedip üye olduğumda, amacım sadece okumaktı. Okudum da. Ama buradaki yazı ve şiirleri okudukça içimden geçenleri ben de yazmak istedim. Yazdım. Acemice, bıkıp usanmadan yazdım. Ne imla biliyordum ne de düzgün bir cümle kurmayı. Bütün bunlar beni yıldırmadı. Israrla yazdım. Ustalarımın yol göstermesi ile bugünlere geldim.
Peki, şimdi çok mu güzel yazıyorum? Hayır! Kimse kusursuz değildir. Ben de değilim. Ama yapabildiğimin en iyisini yapmaya gayret ediyorum. Pek güzel yazamasam da anlatmak istediklerimi anlatıp bir çeşit sağaltım yapıyorum ya… Bu da bana yetiyor.
Her insan, dinlenmek, anlaşılmak ister. Ben, bunu burada buldum. Aile sıcaklığında paylaşımları okurken pek çok keyif aldım. Paylaşırken de… Hiçbir sitede bu denli rahat etmedim, edemedim. Burası benim ilk göz ağrım. İşten yorgun argın evime geldiğimde, ilk işim Edebiyatdefteri siteme girmek ve yazılanları okumak oluyordu. Hâlâ öyle.
Zaman içerisinde yazdıklarımı bir kitapta toplayıp, benden sonra çocuklarıma ve torunlarıma bir anı, miras olarak bırakmak istedim. Mal mülk bir yere kadar…
Hangi mal tükenmiyor ki?
İşte bu düşünce beni, “Sevgiye Dair” adını verdiğim kitabımı çıkarmakta kamçıladı. Elle tutulur bir kitap hiçbir zaman tükenmeyecekti benim gözümde. O, benim arkamda kalacak belki de tek mirasım olacaktı çocuklarıma ve gelecek nesillere.
İşte bu düşüncelerle şunları dedim;
Her insan doğarken eşit gibi görünse de, doğduğu aileye ve bölgeye göre eşitliği değişir.
Burada isyan ettiğim düşünülmesin sakın. Hepimiz elbette çıplak doğuyoruz ve ebediyete giderken de birkaç metre bezden başka götürdüğümüz bir şey yok. Asıl iş doğduktan sonra…
Kimimize rızkı altın tabakla sunulurken, kimimiz tırnaklarıyla kazıyarak rızkına ulaşır. Küçük bir çocuktan, kendi kaderini belirlemesini bekleyemediğimiz gibi, yetişkin birinin de çaresizliği kader olarak benimsemesini kabullenemeyiz.
Ben de, rızkına dikenli yollardan geçerek ulaşan çocuklardan biri olarak 1959 yılında Uşak ilinin Omurca Köyü’nde doğdum. İlkokulu güç şartlarda bitirdim. Okumak için çırpınmam nafile idi. Okuyamadım. Engellendim. Yıllarca, kaderimi belirlemeye çalışanların elinde, rüzgârın önündeki gazel gibi savruldum durdum. Düşündüm ve çaresizliği kader olarak kabul etmemeye karar verdim. Etmedim. Önüme çıkan engelleri aşabilmek için çok çabaladım.
Okuma hakkımı elimden alanlar, yazma hakkımı alamadılar. Yazdım, hem de sayfalar dolusu... Anı sandığım öyle dolu ki, acısıyla, tatlısıyla yıllarca yazsam tükenecek gibi değil.
Bu kitapta okuyacağınız birçok öykümde, zorluklarla mücadele eden insanların hikâyelerini bulacaksınız.
Ümitleri tükenme noktasına gelmiş insanların, hayatın bütün acımasızlığına karşın, gün gelip kendi yollarını yine kendilerinin bulduğuna tanık olacaksınız.
Kitabı okurken, bazen duygulanıp ağlayacak, bazen de kahkahalarla güleceksiniz. Kısaca, hayatın ta kendisini bulacaksınız bu kitapta.
Kitap temin etmek isteyen arkadaşlarım, 0532 301 14 90 numaralı telefondan bana ulaşabilirler.
Emine UYSAL
Salihli- MANİSA