2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
6646
Okunma

.....BABAMA MEKTUP -2
........Babam benim, gittin gideli sana yazdığım ikinci mektubumdur bu yazdıklarım. 17 yılda çok az ama ne yaparsın yaşam kavgası ve acılar bazen fırsat vermiyor be babam, olmuyor işte. Ama bu seni unuttuğum ve özlemediğim anlamına gelmez asla.
........Bugün çarşı pazardaki kalabalığı ve vitrinlerdeki " CANIM BABAM" yazılarını görünce yine içim acıdı. Özlemin ateşi bir kat daha büyüyerek yaktı yüreğimi. Bugün 17 Haziran 2012 yani BABALAR GÜNÜ. Yokluğunun acısı, elini öpüp boynuna sarılamamanın çaresizliği fena çarptı beni be babam, çok fena çarptı.
........Çok mu acelen vardı be babam göçüp gittin aramızdan? Oysa seninle birlikte yaşamayı hayal ettiğim çok güzel günler vardı. Özlemlerim vardı. En azından torunum Ozan’ı görmeni isterdim. O şimdi kocaman bir adam oldu ve 4. sınıfa geçti benim öksüzüm. Hatta senin asla vazgeçemediğin sigaranı tüttürürken balkonda birlikte iki kadeh rakı içebilmeyi isterdim.
........Sen yitip gittikten sonra yaşam bana hep acı verdi be babam. Hep acı verdi. Sadettin Abimi, Aysel Ablamı ve Selahattin Abimi kısa süre aralarla kendi ellerimle toprağa koyup yanına göndermenin acısını yaşadım. Onlar sana kavuşurken ben ise arkasında bir büyüğü olmamanın, çaresiz anlarında omuzuna yaslanıp moral verecek ve yol gösterecek bir büyüğümün yokluğunu yaşadım. Hele de torunun Ozan’ın annesinin ölüm haberini vermenin acısı, o iri zeytin karası buğulu gözlerine bakarak; " Oğlum, annen öldü. Anneni kaybettik." demenin acısı dayanılır gibi değildi be babam.
........Sen benim gövdesine sırtımı dayayıp güven duyduğum, gölgesinde uzanıp huzur bulduğum ulu çınarımdın. Yıllar geçtikçe o çınarın kıymetini daha iyi anlıyor ve seni daha çok özlüyorum. Buna inan ne olur inan babam. Kader bana hiç gülmedi be babam inan hiç gülmedi. Yok, yok sakın yanlış anlama sakın. Adını senin koyduğun torunun Kader’den söz etmiyorum. Hani şu insanların elinde olmadan yaşamak zorunda oldukları ve karşısında çaresiz kaldıkları durumlara hep kader derler ya, işte ondan söz ediyorum. Yoksa torunun KADER, dünya tatlısı, efendi, seygılı, çalışkan ve dürüst bir insandır. Onun dayısı olmak büyük bir gurur veriyor bana.
.........Bugün babası olanlar çok şanslı insanlar. Gidip babalarının ellerini öpecek ve sarılıp koklayacaklar. Bilemiyorum benim Arda ile Tuncay gelirler mi ama şurası kesin ki ben senin elini öpüp boynuna sarılamayacağım ve koklayamayacağım. Bu da içimi çok ama çok acıtıyor be babam.
........Acılar zaman geçtikçe küllenir ve unutulur, yaralar kabuk bağlar ve kanaması durur derler. Aslında hiç te öyle değil be babam. Terslik ben de midir bilemiyorum ama her nedense benim özlem ateşim daha da körüklenip alevleniyor, kabuklandı sandığım yaralar dahada çok kanıyor.
........Sevgili babam, bu mektubu sana yazarken akan göz yaşlarımı gelinine göstermemek için kaç kez lavobaya gittiğimi hatırlamıyorum. Çünkü görse, " babası kılıklı sulu gözlüm benim" diyecek. Evet sevgili babam, sulu gözlülükte seni aratmıyorum. Her sevinçte ve üzüntüde gözyaşlarımı tutamıyorum. Bu konuda sana çekmişim.
.........Babammmm!... Babam benim! Yitirdiğim Ulu Çınarım. Artık satırlar da yetmiyor sana olan özlemimi anlatmaya. Madem öyle, uzatmayalım daha fazla. Ver elini öpeyim babam. Yaşayan ve yitirilen tüm babalarn gününü kutluyorum.
.........Toprağın bol ve hafif, o güzel ruhun şad olsun.
OĞLUN
Selamettin PULAT 17.06.2012 Erenler/ SAKARYA