Kara Peçeli Bir Bulut
Bak uçuşuyor mavi kelebekler
Gözlerim kısık kısık ufuklara bakıyor. Güneş ışıkları ılık ılık gölden çekiliyor. Bir düğüm bir boğum boğazımda dolaşıyor. Göz çukurlarımın zemini yaş, Elmacık kemiklerim küf tutmuş. Parmak uçlarımda acıya ait kıymıklar dolu. Taş ocağında övütülür gibi ezik sızılarım. Matemlerim dualarımla bitimsiz savaşta. Savaş anı kaçan mazlum gibi çaresizliğim. Nerden geldiği belirsiz mızraklar gibi, Dolu dolu yağıyor gökten hasretliğin. Nasıl bir deprem zelzelesi dinmez sinede. Enkazı yok dünya sanki çökmüş omuzlarda. Kara peçeli bir bulut dolaşıyor semada. Uğultusuyla canda ruh kaçıyor rüzgârında. Çin seddi gibi insan eliyle yapılmış, Tüm kainatı nasılda senden ibaret ettin. Düşüyor içimin derinlerine ansızın kokun. Hangi yöne dönse bedenim dokunur sükunetin. Kalabalık bir şehrin ortasında yalnızlık gibi. Nerde olursam olayım sadece seninleyim. Limanına bir bakışınla demir attım. Fırtınaları ağır yıldırımlar düşüyor şimdi. Karlar erimeden kış dahada sert olmadan. Hakkın bile kulu affettiği yücelikte, Kul gibi affınla taçlandır artık dağlarımı... Erhan Çuhadar Sabır Gemisinin Kaptanı |