Ceren Yayınevi

Suyun öte yakası- ah osmanlı, ne ettin de yunan'a bıraktın bizi? Meriç'in iki yakası birbirine kardeştir. Türkiye de okunan ezanla, burada namaza dururuz. Kâbe’miz bir, dinimiz bir, dilimiz bir...  doğru dersin be kızanım. Buradan bakınca suyun ha öte yakası, ha beri yakası... Bosna’da barış- savaş bosna'yı hallaç pamuğu gibi atıyordu. İzine gittiklerinde miryam, yusuf..»»

Arka Kapak Yazısı   Yerleşim bölgeleri, tarihleriyle var olurlar ve yaşarlar. İlçemiz İpsala da kuruluşundan, günümüze tarihin kalbinin attığı yerlerden birisidir. Daha Trakya’da hiçbir kent yokken İpsala’nın var olduğu bilinmektedir. Via Egnatia yolunun geçtiği bir bölge olarak da büyük öneme sahiptir.      Osmanlı dönemi ile gerçek kimliği zirveye ulaşan ilçemizin..»»

Arka Kapak Yazısı   Karanlığın ipine asıyorum kendimi her gece. Kimseler görmüyor, Kimseler sormuyor ‘’Niye?’’ Diye. Asılsız duyduğum sesler Çoğaldıkça çoğalıyor çevremde. Nefesim daralır Tekrar tekrar bu intiharın eşiğine geldiğimde. Hıçkırıklar çırpınır avuçlarımın içinde ‘’Son bir umut’’ dercesine. Adeta sır gibi gizlenir aşklar Söylenmekten yıpranmış şar..»»

Usta, ülke çapında tanınmış bir kıspetçiydi. Nerdeyse bütün ünlü pehlivanlar Usta’mın yaptığı kıspetleri giyiyorlardı. Biraz çılgın, biraz bilge bir adam olan bu Koca Usta, bir gün beni kollarımdan tutup şöyle demişti: “Yaptım kendime kızılcıktan bir bastoncuk ve yaslanıp ona yürüdüm yürüyebıldigım kadar sarı kızan ema sen kuşacaksın, içbir ademoglının kuşamayacagı kadar..»»

Bu kitabın kahramanı, kırk bin yamalı ve milyonlarca düğümlü bir hayatı yaşamaya, öğrenmeye çalışan, yalnız ve acemi bir hayat dokumacısıdır. Her şe belirsiz ve eksiktir onun hayatında Alaca karanlıkta elini tutacak güvenli bir el olmaksızın, yolunu bulmaya, hayat kilimini dokumaya çalışır. Hatalar yapar, hayatın ipi tekrar tekrar kopma noktasına gelir. Tam bitti derken,..»»

IHLAMURLAR AÇARKEN, Trakya'daki Milli Mücadele süresince, Vize, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, İstanbul ve Selanik'in kapılarını aralayarak yakın tarihimizin olaylarını bize izletmeye çalışan, belgesel nitelikli tarihi bir roman. Savaşların, göçlerin, yangınların, çete baskınlarının yaşandığı o acı günlerde, Vizeli bir genç kız olan Eleni ile sevgilisi Yusuf'un yarım kal..»»

Elinizdeki bu kitaba, Aşkenazi Yahudilerini tanıtma düşüncesiyle, “Onüçüncü Kabile” adlı kitaptan yaptığım alıntılarla başladım. Günümüzde bile, Yahudi toplumunda önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip olan Aşkenazilerin, Hazar Türklerinden olduklarını bilmemiz gerekiyordu.  Kitabın ikinci bölümünde, Yahudi olaylarının yaşandığı yılların öncesinde ve sonrasında Kırklareli’n..»»

Toplam dokuz kısımdan oluşan eserin Giriş ’inde Topçu Baba hakkında daha önce yapılmış olan çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir. Birinci Bölüm ’de Topçu Baba yatırında kesilen kurbanların yatır kurbanı olduğu göz önünde tutularak, kurban ve çeşitlerinden bahsedilmiştir. İkinci Bölüm’de Kırklareli Kofçaz ilçesine bağlı ve Amucalar kabilesi tarafından kurulmuş on köyden ..»»

Galata’da bir intihar.. Düşünmeye ihtiyacım var hem de çok düşünmeye. Hani küçükken "dünyalar kadar" derdik ya işte tamda öyle, dünyalar kadar boğuyorlar beni. İki eli yakama yapışmış bir katil titizliğiyle, gurbetin parmak izleri boynumda. Boynum... Ellerinin girişine yasaklanmış bir memleket, memlekette bir adam. Hayaller kelepçe vurmuş ayak bileklerime, ne adım ata..»»

Sessizlik, sensizliği getirdi bana; Artık yoksun, Ve ben de yokum. Biten hayatlarımız, tükenen hayallerimiz var. Sessizliği sevmem bilirsin, Hep kötü sürprizler getirdi bana. Bu da son sürprizi, sensizliği getirdi.   Bir beton yığınıyım şimdi, Gözyaşı döktükçe daha da katılaşıyorum. Parmaklarınla beton yığınına değ, Ve hisset Sessizliği. Parmaklarınla beton ..»»

Bu kitap, günümüzün çağdaş Nasrettin’i, düşünmeye ve sorgulamaya davetin kutsal bir eylemidir.” -Ahmet Demiray-   “Sosyal medyada bir fenomen kıvrak zekasıyla, yüreğinin süzgecinden süzdüğü sözcükleri ustaca bir araya getirerek düşüncesini bize aktarıyor.” -İsmail Pehlivan-   “Ülkemiz insanlarının geçirmekte olduğu kara günlerde, bunlara sebep olanları mizah yoluyl..»»

Adım Mehmet Selçuk Esmer 1950 Diyarbakır doğumlu-yum. Barışçı, uzlaşmacı olduğumdan, olaylara mantıklı çözüm bulduğumdan bazı arkadaşlar Barış diye hitap ederler.   Yaşamım çalkantılı, karmaşa içinde geçti. Bazen diplerde, bazen de zirveyi gördüm. Hayatta yapayalnızlığı çoğu kez yaşadım. 18 yaşında doğduğum yerden koptum. Her zaman bir başımaydım. Kırıldım, büküldüm am..»»