30.12.2018 22:01:19
[ italik ]yakmak istiyorum, bu çöl artığı şehri
Neron’un, Roma’yı yaktığı gibi
[ /italik ]
bataklık kuşlarının hüznü gibi hüzünlü bir yağmur yağıyor
şehre
bir şemsiyenin kuruluğuna sığınıp
yağmurun müziğini dinliyorum
bu kırsal beton ormanında, adres'sizim
amaç'sızım yine
içimin denizlerine
yağmurun incinmiş sesi dökülüyor
sanki gökyüzü ağlıyor
benim yerime
şehrin gürültülü trafiğinde, mutlu çiftler geçiyor yanı başımdan
benimse yalnızlığımla sarmaş dolaşım
kırk yıllık sevgili gibi
yokluğun fütursuzca yaslanıyor omzuma
kahretsin...
duvardan sökülen çivi gibi senden nasıl söküldüm
ölürüm de ayrılmam derdim…
neydi günahım'da senin cennetinden sürüldüm
adresin bile yok artık
yitirdim seni, bu resmi duvarlar arasında
oysa, dudağımdaki en delikanlı ıslık
sensin hala
sen sesini bile benden esirgeyip gölgene bile barikatlar kurdun ya…
bu şehrin kirli gürültüsünde beni haraç mezat satıp
aramıza tel örgüler çektin ya…
sırf ben görmeyeyim diye
gözlerinin perdesini örttün ya…
bende siyah çelenkler bırakacağım, bu şehrin anıtsal giriş kapılarına
kale burçlarına intiharlar asıp
kan kırmızıya boyayacağım bütün evleri
ellerim kanaya kanaya
senin adını yazacağım, köprülere
otoyollara
senin olmadığın bir şehir, şehir değil
meydanlara çiçekler dikip
boşuna harcamasınlar para
deniz değil, okyanus bile getirseler
sensiz…
hep çöl Ankara.