İnsan bilmez "tamam", "yeter"; fânî, hadsiz murâdında
Oysa ömür başlar...biter; bir kelebek kanadında!

Gâfil gaypten hitap bekler, "Resûl-Nebî-Kitap" bekler
Âlim âciz; bîtâp bekler; insan kayıp hilkatında...

Hak bilmeyen hana hakan, hüzün seli gözden akan
Sînelere kor bırakan zam bekliyor fiyatında

Aşka mekân varken tende, emaresi yok bedende
Emaneti bir kefende; Yunus'un da...Ferhat'ın da.

Din türemiş kinden nâzil, "us" bedende sürgün, azil
Sırıtan hep aynı rezil her mazlumun feryâdında.

Azgın beşer zor gemlenir, çene düşer, söz kemlenir
Öfke pişer, kin demlenir edepsizin suratında.

Nisyân üzre Benî Âdem, sanır uzar gider bu dem
İsyân eder rızk ister hem; "nankör" yazar sıfatında.

Özde eksik îman, arken, kursağında haram varken
Pek mahirdir talepkârken; mübalağa sanatında!

Zerki "zehir", pek sinsi mar, iblis ile olmaz kumar
"Kadim hasım" taat umar; günün her an, saatında.

İlim, heder eder cehli, zây olmaktan önler mehli
Mahzûn olmaz takvâ ehli; nezd-i Hünkâr, Hakk katında.

İnat varsa şayet özde, zifir gedik açar gözde
Farkındadır gafil sözde; mahşerin de...sıratın da.

Aynı değil karayla ak, gidilecek yer muallak
Âkıbeti hüzün, helâk; tefritin de...ifratın da.

Sur vakti var söz ilâhî, va'dedilen olur sâhi
Hatta kurur suyu dahi, "kûn" emriyle Fırat'ında.

"Can" taşıyan, bil, Hayy değil, Firdevs'e yol kolay değil
Beyân etmiş Nazm-ı Celîl; bedeli var beratında!

A'dan z'ye cismi gördüm, sırra erdim resmi gördüm
El Emîn, Ol ismi gördüm, insanlığın necatında...

Bizim de tutacak dalımız vardır...

Gelenek biliriz, usul biliriz
Dost olana hizmet nasıl, biliriz
Belli olmasa da, fasıl biliriz
İki laf edecek dilimiz vardır.

Kapımız açıktır her gelen dosta
Masraf olur diye olmayız hasta
Şayet bulunmazsa hazırda pasta
Sofraya koyacak balımız vardır...

Sor ki ne bilmezsin? Taşlama bilmem
İşe besmelesiz başlama bilmem
Eti cok severim, haşlama bilmem
Denizde batmayan salımız vardır.

İltifat ettiniz, dediniz şair
Öyle görünüyor oradan zâhir
Ne mutlu bize ki kitabımız bir
Alemlere RAHMET gülümüz vardır.

Usta şairsiniz; tezgâhtan belli
Şiirler kırk yıllık dergâhtan belli
Yarıştan ürktügüm eyvâhtan belli
Dostlara serili halımız vardır.

Mecit AKTÜRK




DOST KALEMDEN DAMLALAR;

Şiir aleminde cengimiz vardır..

Doğrudur söylemek düşünüp sözü
Dostluk ve dürüstlük her işin özü
Sevmeyi bilenin temizdir yüzü
……Bilmeyene bizim yergimiz vardır

Dilimden çıkarken seçilir kelam
Kime zarar verse,kırılır kalem
Başım üstündedir verilen selâm
……Gönülden gönüle sezgimiz vardır

Amacımız müspet,değildir yarış
İnce uzun yoldan dostluğa varış
Biz her ahvalde de sağlarız barış
……Bizden küçüğüne sevgimiz vardır

Örfümüz güzeldir,bizde biliriz
Söz verirsek zamanında geliriz
Seversek uğruna canlar veririz
……Tanrı konuğuna saygımız vardır

İltifat etmişsek marifet’tendir
Bize hoş görünüz,zarafet’tendir
Dostum yazmışsa kabiliyet’tendir
……Senin gibi dosta övgümüz vardır

Ustalık zor zanaat bize mi kaldı
Bir güzel sevmiştim aklımı aldı
Hasret yüreğime bin kılıç çaldı
……Yılları tükettik görgümüz vardır

Zarafet insanın doğasında var
Nezaket Ceyhan’ın duasında var
Sitemler sevginin davasında var
……Sazların telinde türkümüz vardır

İst.2012

Ozan Ceyhan



SAYGIMIZ VARDIR...

Ustayı görünce titredi kalem
Aradan kaçmıştır yanlış bir kelam
İncinse de gönül, kesmeyiz selâm
Her daim büyüğe saygımız vardır...

Marifet, nasihat her dizenizde
Göldeydim, kendimi buldum denizde
Edeple gezerim gül bahçenizde
Gül incinir diye kaygımız vardır...

Her öğüt bir çiçek, bizler de arı
Toplarız özleri, sunarız duru
Attık gönlümüzden onca kusuru
Güzel düşüncemiz, duygumuz vardır...

Mecit AKTÜRK