Telaffuzu zor sözcükler dilimin ucunda
Heyecandan olsa gerek, şiiri unutuyorum
Bakma ellerimin titrekliğine
Ben bu şarabı bulaştırmadan iğne deliğinden dökerim kadehe

Akşama iliştir beni zifiriliğinde çekiciliğin
Yüzüm tutunamaz düşerse yüzünden
Andromakhe’nin birkaç dizesinde gırtlağımı asarsam maviye
Fransız değil!
Çocuk sevmelerin eğreti öpüşlerini bul getir

Mürrisafi otunun güzel kokusuyla şiiri kim yazdıysa
Akşamda Eylül ıslanmışsa hele
Hele “Yağmur Kaçağı” da aklıma gelmemişse
Bırak ağzımın orta yerinden öpmeyi
Tokatla beni

İnadına anlamını bilmediğim sözcüklere bulaşıyorum
Yürüyüşüme değiyor asi ruh
İsa’dan kalma mucizevî ezgi sarkıyor buz tutmuş sakalımdan
Çan sesinden anlıyorum bir saat daha yaklaştığımı ölülere

Ve devrim yarıya indirildiğinde direklerde
Bir şeylerin yıl dönümüdür
Koynunda da olsam
O an Sivas’ın caddelerini anlat bana
Yolu bulamazsam önüme düş götür
Şimdi nerden geldi aklıma
2 Temmuz 1993…

Ne yalan olsun, sevgiliyi bırakıp bir kenara soruyorum küçüğe
Aziz değilsen Nesin