26.6.2025 08:40:22
Daha dün küçücük bir çocuktum
koltukların arasından leblebi bulup yiyordum
rüyalarım hemen çıkardı
büyük büyük hayallerim vardı
gazete kağıtlarından bebek kibrit kutusundan araba
her yanıma gelene öpücük her gördüğüme meraba meraba meraba
Daha dün küçücüktüm ne çabuk da büyümüşüm
harikalar diyarıydı dünya süzülürdüm bulutlarla
yoğurdun kaymağını tavuğun derisini
seven çocuktum işte
acıkırdım annem yoğurt sürerdi ev ekmeğine iştahla yerdim beşte
patates pişirirdi közde mısırların mis kokusu ağız sulandırırdı ateşte
Parazitli radyo çizik plak çeşmeden çekilen su danamız doğmuş koş ahıra bak
gülerek coşarak çayırlarda koşarak
dağa tırmanıp yemişenlerin dikenine takılarak
tüpü kaçıran fırında kabarmayan keklerin kabuğundan nemalanan
ekmeğin pişkinini al diye tembihleyen annemin öperken yanağından
bir sağnak başlardı, annem derdi bu defa Kazova'dan
Topçam'dan gelseydi daha şiddetli olurdu
vişnenin dalını bölmüştü de çatıır diye yıldırım
kalp çarpıntısıyla titreyerek anneme sarılıp kalmıştım
Dünün şiiri bu, saklamıştım zulamda
ne çok ihtiyacım varmış, dalından koparılmış erik gevrekliğinde
çatır çatır çatladı hatıralarımın katmanları
daha komşu teyzeleri anlatmadım bile
öyle çok ki, belki hüzün belki neşelenmekten kim bilebilir ki
dökülecek kendiliğinden annem babam gözlerimden sicim gibi...
Dün şiir yazmıştım bu gün de düne dair ne varsa içimde saklıdır
yarın da bu gün dün olacak,öyle ise bu şiire dünün şiiri diyen haklıdır
bütün dünlerim bu anın içinde canlanıp diriliyor
büyük ödülü vermek için önüme hatıralardan yapılma kırmızı halı seriyor...
Gülhan Çeliktaş