30.4.2025 10:50:55
Bir keder dağının altında ezildi,
Bütün dünya sırtını döndü kaldı kimsesiz
Çiçekleri yüreğinin çöl sıcağında
Açamadan donuyordu mevsimsiz
Bir kız Kızılay'da, ürkek, çekingen, yapayalnız yürüyordu,
Çığlığını sessizliğiyle boğuyordu
Aşkını Orhan Gencebay'ın "mevsim bahar olunca"
Şarkısının namelerinde unuttu(!)
Umutları Sibirya'nın steplerinden daha sıcaktı
Gözyaşları pınar olup akmadan önce
Hayallerini Ankara'nın karanlık sokaklarına bıraktı,
Yere kapaklanmadan önce
Gözlerinin önünden kayıp giden toz bulutuydu hayatı,
Kalbini yakmadan önce
Aşkını Dost kitabevinin biteviye çalıp duran
Melodisinin notaları arasında unuttu(!)
Onur çarşısından tişörtler alırdı yakışmayan,
Üzerine uymayan geniş çirkin, ucuz
Sıkılgan utangaç kendini beğenmeyen,
Değer nasıl bir şeydir bilmeyen, aşkı da ucuz
İtilip kakılıp aşağılanıp kapı önüne konulup
Haydi şimdi git denilen o değersiz kız
Aşkını pas kokan demirden bir ranzanın
Nefti yeşil tozlu battaniyesinde unuttu(!)
Bir meşin çanta hayaliydi pahalı diye alamamıştı,
Onun yerine işportadan alırdı
Lacoste bluzlardaydı aklı hani şöyle önü düğmeli yakalı,
Koca Beyoğlu Pasajında dolanırdı
Zafer çarşısında sergilerde gezinirken
Seyrettiği tablolar kalbindeki cılız mumdu
Aşkını, adı bile sahte bir okulun
Gözyaşlarıyla sırılsıklam merdiveninde unuttu(!)
Gülhan Çeliktaş