4.4.2025 10:53:38
Tahammülüm kalmadı Siyonist uşağına
Boykot listesi sarmış demlenmiş kuşağına.
Gören varsa söylesin, hayırlı tek işini
Özür mektubu yazcam, küffârın yumşağına.
Girdâba sürüklüyor rûhunu mundar teni
Yaşam tarzıdır heyhât, o dingildek nedeni
Kuvâ-yı milliye'den türemez böyle zındık
Selefi de böyleydi, değil hâ bu tarz yeni.
Özgürdür mest-i müdâm, bön bön ittifâk düzer
Sanma sakın rastgele, özel mi özel süzer
Öpücüğü de özel, özgürlükçü(!) ağbaya
Giyotin gelince gör, büzüğ(n)ü nasıl büzer.
Yapıştırır hâkezâ müslümana kem yafta
Ne kadar soysuz varsa, andaval o tarafta
Kıyâmın gafletinde oynaktır omurgası
Umarım sıkışır tez, tepe takla Araf'ta.
Troller ordusuna şeffafça delâlette
Jakoben üryânlarla küffâra dehâlette
Bu de'yyûsun tıyneti oynaşmaya müptelâ
Bi'atlı sanki aymaz, şu derd-i cehâlette.
İshâl olmuş ağzından, tümce biter nîfâkla
Kâidesi demlenmek, can yoldaştır seffâkla
Haykırırken semâdan yüz-binlerce Şuhedâ
Özel süzme olunur, bu medfû ittifâkla!
Câmî'de efkâr basar, cem evinde dinlenir
İçten içe mendebur, dînime de kinlenir
Kîninde boğulası, Bizans artığı fosil
Lağıma düşse bu puşt, lağım bile kirlenir.
Gebeliği de zâhir, Makaryos'un dölüne
İster ki tam ortadan memleketim bölüne
"Nîmeti bol" yurdumu, peşkeş çeksin Siyon'a
Hamas'ı da sürmeli, ıssız Sinâ çölüne.
Emperyala diz çöker, sipâha çatar kaşı*
Yerli mal boykotuna emir verir bu şaşı
Dumûra uğrak şaftı, dümbüğüyle zifâfta
Gazze'de yok olurken yavrular saat başı!..
Hakka ve hakîkate direndikçe direnir
Küfrün simsârlarından bir de emân dilenir
Panik atak meftûnu, bu âr damarı çatlak
Millî olan her şeye şirretiyle bilenir.
Muhabbet tellalının semizlemiş bocuğu
Hem özel, hem şeffafmış ittifâkın gocuğu
Düstûruymuş şeffaflık, şeffaf şeffaf salınır
Kâh dayar kâh da yalar, süzme kahpe çocuğu!
Bocuk dertliymiş bir de, dinmek bilmez zamlarla
Derdimiz zam olsa da, dem dökmeyiz hamlarla
Onun o şom ağzına, bol bol abdest bozarım
Erlikten nasîbi yok, düzüşsün hadımlarla!..
[ italik ]Yumuşak: Kolaylıkla işlenebilen. *Edilgen erkek.
Dingildek: Oynak, dengesi bozuk.
Selef: Bir görevde, bir makâmda kendinden önce bulunmuş olan kimse, öncel, halef karşıtı.
Mest-i müdâm: Her zamân, devâmlı sarhoş.
Andaval: Beceriksiz, dangalak.
Dehâlet: Sığınmak, aman dilemek, medet, yardım isteyiş.
Jakoben: Tepeden inmeci.
Delâlet: Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk.
De'yyûs Karısının veyâ kendisine çok yakın bir kadının iffetsizliğine göz yuman.
Seffâk: Kan döken, kan dökücü.
Medfû: Dışarı çıkarılmış, def olunmuş, kovulmuş. *Dışkı.
Makaryos: III. Makaryos. Azılı Türk düşmanı.
___________(Ekrem Yunanoğlu'nun Beylikdüzü'ne diktiği heykel.)
Sipâh: Ordu. Asker.
Dumûr: Helâk, körelmek.
Meftûn: Fitne ve belâya tutulmuş olan.
Şirret: Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz, yaygaracı.
Bocuk: Domuz.
Ham: Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan.
______*Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş. *Domuz jambonu.
Dem dökmek: Âdet döneminde çok kan yitirmek.
Şom ağızlı: Sürekli kötü şeylerden söz eden ve sözlerinin uğursuzluk getireceğinden korkulan.
[ /italik ]