25.3.2025 15:22:47
Baba, bugün işime bir saat erken gittim.
Bilgisayarımı açtım. Tesadüfen “yoruldum baba”diye bir şiir çıktı karşıma ve ben de can kulağıyla dinledim
Şiirin her cümlesi öylesine manidardı ki; her cümlesinde vallahi kendimi buldum.
Okuyan da harikuledenin de fevkinde okuyordu.
Dayanamadım ağladım. Çok duygusal olduğumu en iyi bilenlerden biri de sensin!
Her cümlenin sonunda “yoruldum” demesi bana çok dokundu baba!
İnsan yaşamaktan yorulur mu?
Şair “yaşamaktan yoruldum” diyordu.
İnsanı yoran bir yaşantıyı ben de yaşıyorum.
baba, Keşke sen şimdi yaşıyor olsaydın
otur derdim sana damın karını ben kürerdim”
“zar zor yanan sobayı ben yakardım”
“tavşan kanı çayları da ben demlerdim”
Sen yeter ki asalet inle otur! Baba şefkatinle bana bak yeterli olurdu!
Senin asil bir bakışın bana en zor işleri bile yorulmadan yaptırırdı.
Boşuna dememişler “baba asırlık çınar ağacı gibi gölgesi pür gürdür”
Gölgenin onda biri en müzmin yorgunluklarımı alır benden!
Özgürlük simgesi güvercinler gibi hafifler, yorgunluğun zerresi kalmaz bedenimde.
Baba, ben kolay kolay yorulmazdım, ama şimdi niye çok çabuk yoruluyorum?
Baba, içi dolu sevgiler insanlarının çoğunun gönüllerinde yok artık!
Baba, ne oldu canlı mahlûkatın en şereflisi olan insana?
Baba, sen de kolay kolay yorulmazdın.
Şimdi yoruldum diyorsun. Niye?
Baba, senin dinlemeye doyamadığım ve her cümlesi bir doktora tezine konu olacak çok manidar sohbetlerin geliyor aklıma!
Konuşurken ağzından bal dökülüyordu sanki.
Gelen misafirler de seni can kulağıyla pür dikkat dinlemeleri gözümün önünden gitmiyor!
Baba, insanları riyakarlığı,
İnsanların, göründüğü gibi olmayışları,
İnsanların, dolu çanağa ağlamaları,
İnsanların, öküzün altında buzağı aramaları,
İnsanların, boşu doluya doluyu boşa vurmaları, yoruyor beni.
Hatta yorgunluğum katmerleşiyor.
Baba, Kömür misali saçında sakalında bir siyah tel kalmamış.
Zaten saç ve sakalının bembeyaz olması senin çok yorulduğunu gösteriyor anlamak isteyene.
Baba, ellerindeki damarların on metreden belli olması da senin bu hayattan çok yorulduğunu, yorgunluğun canına tak ettiğini fark ettiriyor.
Yorgunluğun ne olduğunu bilmezdim
Ama şimdi yüzlerce, binlerce insanın yorgunluğu var sevmeyi şiar eden gönlümde.
Fakirlik ve yoksulluk ile dopdolu geçen çocukluğumu özledim.
Annemin bin bir zahmetle yaptığı domates salçasını ekmeğime sürüp,
Büyük bir iştahla karnımı doyurmayı çok özledim.
Baba, eğilmiş, bükülmüş paslı telleri, çekiçle düzeltip mükemmel bir usta gibi,
Telden araba yapmayı,
Her işten geldiğinde, elini canı gönülden peş peşe öpmeyi,
Mutlu çocukluğumu, insanların safiliğini, neşe ve üzüntülerin paylaşılmasını özledim.
Baba, boncuk boncuk akıttığım gözyaşlarımı da özledim.
Şimdi ise içime akıtıyorum gözyaşların her türlüsünü.
Bir kez daha anladım ki bu devir bana ve ben gibiler'e göre değil, değil, değil!
Şimdi anlıyorum hem de çok iyi anlıyorum
Sen de yoruluyordun ama yorulduğunu bize göstermemeye azami özen gösteriyordun.
Keşke, şimdi karşımda oturuyor olsaydın
Keşke, uzaktan uzağa seni seyrediyor olsaydım.
Baba, keşke şimdi seninle birlikte tavşankanı çay içiyor olsaydık.
Keşke, yine kurban bayramında İbrahim as'ın biricik oğlu İsamail as'ın kurban edilişini anlatsaydın
Ve ben de seni çok meraklıca dinliyor olsaydım.
Baba, yufka yüreğim bu yorgunluğu kaldırmadığını derinden hissediyorum.
Baba, yorgunluğumun geçtiği günleri görecekmiyim.
Bildiğim doğruları, rahatça söyleyebilecek miyim?
Rahmetli annemin bu cümlesini hiç unutmadım.
"Ahhh oğlum ahhh kanlar su olmuş” derdi.
O zamanlar bu cümlenin ne anlamına geldiğini bilemiyordum
Ama şimdi hem anlıyor hem de biliyorum ne anlamına geldiğini
Baba, keşke şimdi seninle birlikte tavşankanı çay içiyor olsaydık.
Baba, ben niye eski günlerimi bu kadar çok özlüyorum?
Bazen okula giderken bayram harçlığını veremediğinde,
Bir içten tebessümün en büyük harçlık gibi gelirdi.
İyi niyetimin su-i istimal edilmesi,
Gönlümde kemliğin olmaması,
Gerektiği zaman gerektiği iyi anlaşılamayışım beni çok yoruyor!
Baba, annem ile görüşüyor musun?
İnşa Allah görüşüyorsundur!
Görüşüyorsan kucaklar dolusu selamlarımı ve onu da çok özlediğimi söyle!
Baba, amacım seni üzmek değildi. Üzdüysem yüzlerce kez, binlerce kez özür dilerim
Allah mekânını cennet eylesin!
Baba, ne yapıyorsam yoruluyorum!
Yorulmadığım günleri acaba görecekmiyim?
25/ Mart/ 2025