28.2.2025 13:18:59
[ italik ]
Bir insanı tanımlayan ifadeleri başka başka yüzlerin…
Öfke, neşe, kıskançlık gibi
Envai çeşit izlerimiz…
Bulunduğumuz yaşı önemsiz kılacak kadar
Erken bir döneminde ömrümüzün…
Hâlâ gerçek duygular uyandırabildiğimiz;
Gölgemize dönüşmeden henüz…
Ses çıkarırken adımlarımız;
Bir yüzde gerçek bir acı olarak belirirken,
Ya da mutluluk…
Dokunabilirken gerçek anlamda her şeye…
O zaman yaşımız aynamız olmaz
“Artık sen sen değilsin!” diyen…
“Kendinin bir gölgesisin…
Albümde solup kalmış bir resim…”
Hiç sevmeyiz o soruyu bu yüzden;
Yaşımızda kaybolmaya başladığımız zaman geldiğinde…
“Sana ne yaşımdan?!” demek isteriz,
“yaşın kaç” diye soranlara…
“Neden ille de tutmak istiyorsun ki o aynayı yüzüme?!
Ben görmüyor muyum sanki
Oradaki gerçeği?!..
Bir hayale tutunan inatla,
O olduğuna inanan…
‘Gözlerimi de mi görmüyorsunuz?!’ diyen…
Hadi anladım, birkaç kırışık var
Önceden olmayan;
Birkaç çatlak sehpada…
Yaşı, yılları aradan çıkaramaz mısınız?!
O çatlakları, kırışıkları..?
Gözlerime bakamaz mısınız bir kez de?
O âşinâ ışıkta yıkanıp
Yeniden bulamaz mısınız beni?..
Kaybolduğunuz sokaklarında yüzümün;
Engebelerine takılıp düşüp kaldığınız
yerden kalkıp
Gözlerimde sürdüremez misiniz seyahatinizi?..
Yılları aşan o yerde
Gerçeğine dönderemez misiniz gölgemi?' "