Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld

Web Zaman Damgası



"Duabey" isimli şiir 26.2.2025 00:08:52 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

Duabey
23.1.2025 11:27:15
Gökyüzüne o kadar yakındım ki,
Barut kokan ellerimi uzatsam,
Yıldızları tek tek toplayacağım zannediyordum.
Şayet mümkün olsaydı,
Hepsini toplayıp,
Bu gece yıldızım sensin diyerek,
Özlemi içimde ateş dağı olan,
Annemin geceden daha siyah saçlarına taç yapardım.
Sabah doğan güneş'e lafım yok!
Çünkü ben şafak sökmeden,
Yüreğimde annemin sıcaklığı ile, uyanıyorum,
her sabaha...

Anne, kulağıma ismimi Duabey diye,
ilk ezanımla okudun.
Babam Onur'unu ekledi Duabey’ine.
Soy ismim Öztürkmen, kimliğimle müsemma.
Ne diyeyim anne.
Özümden önce yazılmış kaderim.
Ne güzel bir söz.
"Mevla neylerse güzel eyler."
Vedaları hiç sevmezken
Sonbaharın son günün de
Solgun yapraklı güz düştü günceme.
Ayrılıklar zordur ve de üzücü
Acıtmasın içini bu vedasız ayrılık anne
Endişeye kapılıp da,
Yüreğin darlanıp, huzurun kaçmasın diye
Ne hayallerimden,
Ne de şahadet şerbeti içtiğim düşlerimden,
Hiç bahsetmedim sana annem.
Oysa ben her gece rüyamda şehit oluyordum.
Ben uyku da iken, yanıma nurlar içinde, iki melek geliyordu.
Birisi aynı sana benziyordu anne...

O iki melek
Ruhumu tenimden incitmeden alıp,
Albayrağa sarıyorlardı.
İkisi iki koluma girip,
Gökyüzüne yükseltirken ruhumu,
Al bayrak gibi vatanımın üstünde,
dalgalandıra dalgalandıra,
Şehitler makamına çıkarıyorlardı.
Orada bulunan meleklere seslenerek.
Açılın,
Şehidimiz, Duabeyimiz geldi diyorlardı.
O melekler benim yollarımı gözleyen meleklerdi.
Beni görünce müjdeler olsun,
İşte Duabey’imiz geldi.
Duabey’imizden önce kokusu geldi.
Miski amber kokusu sardı,
Cümle cihanı nidaları çınlıyor du arşın yedi katında.
Sonra beni cennet misali bir alemde,
Senin kucağına benzer bir beşikte,
Kulağıma senin ninnilerini söyleyip,
Senin sesinin şefkatiyle uyutuyorlardı.
Ama sen bunları bilmiyordun anne.
Anlatamazdım sana bunları.
Anlatsaydım üzülecektin!
Endişe edecektin.
Aklın ben de kalacaktı.
Bana kırılma.
Küsme bana lütfen anne.
Ben şehit olmaya gidiyorum diyemezdim.
Şimdi yüreğim ağlayan yıldızlara,
Bedenim vatan toprağına emanet...

Ben şehit oldum anne şehit!
Dik dur! Eğme sakın başını.
Ağarmasın geceyi kıskandıran saçların anne...
Bana verdiğin nasihatleri hatırla.
Allah'ı sevmekten vazgeçme oğlum.
Bayrak kutsaldır.
Ezan kutsaldır.
Şehitlik kutsaldır.
Vatan aşkından vazgeçme!
Vatana hizmet, Allah'a hizmet diyordun.
Hep bu sözünün arkasından yürü anne
Ve sakın üzülme!

Şanlı yuva Harbiyenin marşları,
Çınlarken kulaklarım da.
Gazi Mustafa Kemal'in bakışlarının gölgesi üstümde.
İstiklal marşımız eşliğinde,
"KORKMA sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!"
İşte ben bu vatan aşkına,
Şehadet şerbetini içenlerdenim.
Sakın sen ağlama anne.
Hüzün dolup incinmesin yüreğin.
Benim adım da, şanım da şehit.
Gördüğün her güzellikte,
Gökyüzünü süsleyen yıldız,
Geceye ziya ayın şavkı ben,
Her güne doğan güneş,
Çiçeğe duran her tomurcukta ben.
Düşen her yağmur damlasında bereket.
Her kar tanesinin aydınlık beyazı ben.
Her yerde her şeyde ben varım.
Yeter ki, sen üşütme yüreğini anne...

Duy beni, dinle bu sesi anne.
Nefesimdir esen her rüzgarda yanağını okşayan.
Dualarımdır, okunan her ezanla ruhuna dokunan.
Önce bana olan sevgini düşün,
Sonra da benim seni nasıl sevdiğimi anne...
Seni nasıl sevdiğimi...

Emanetim milletime
Güzel olan her şey de ben varım
Görmesini bakmasını bilene anne.
Beni, yüreğinizin en temiz köşesinde saklayın.
Ve en güzel dualar ile yad edin.
Çirkinliğin ve kötülüğün barınmadığı
Tüm güzel yüreklere benden selam edin.

Vatanım da,
Sevgi, saygı ve barışı yar bilip
Kardeşçe yaşamayı bilen herkese,
helaldir hakkım.
Şehitler ölmez, biliyorsun anne.
Bir elim de Kur'an, bir elim de bayrak.
Gönül dağlarını bir bir aşıyorum ben,
İnan ki, akan kanımca çağlayıp, çoğalıyorum ben.
Sakın ola! Sevinmesin, şeytanın kanı bozuk çocukları,
Kara toprakta değil, şehitler otağında, yaşıyorum ben.
Vatanım cennet şimdi anne
Cennette gül oldum açıyorum ben.
Ne mutlu türk'üm diyen her çocuğun nidasında.
Türk aleminin duasında yaşıyorum ben.
Peygamber efendimize komşu oldum,
Piyade üsteğmen Duabey Onur öztürkmen diye,
İsmimle müsemma bir âlemde yaşıyorum ben.

Sen ağlama annem
Gün ağlama günü değil
Gurur duyma günüdür.
Ne mutlu sana ki, sen şehit anasısın.
Ne diyordu babam,
Duabey’imin ismine,
Onur'u ekledim.
Bizi onurlandırsın,
Bizi şereflendirsin diye.
Sen ağlama annem.
Bu Onur, bu gurur,
Bu ülkenin geleceğine teminattır.
Şehadet şerbeti içmeye koşanlara,
Yüce Mevla dan kutsal bir davettir.

Sen ağlama annem...
Bilirsin ki,
Şehitler ölmez, vatan bölünmez.
Ben de bilirim ki,
Bütün anneler melektir,
Ve melekler ölümsüzdür...

Ve biliyorum ki anne,
Sevgimin nişanesi dudak izlerim.
En güzel meleğin ak alnına emanettir…
Beni ve tüm şehitleri unutma!
Unutturma anne!..


F. Narin Kılıç
Hüzünlükent🍂
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL