8.5.2024 18:21:00
Bu civarda doğanlar, sürekli borçlu mudur?
Birçoğu ömür boyu bedava çalışırdı.
Ekenekte bir taze, esir mi, suçlu mudur?
Koskoca küfesiyle, yaz boyu yük taşırdı.
İftihar belgesiyle satıldığından beri
Avare iş buyurur, fellah akıl verirdi.
Kimileri amele kimi cariye derdi.
Şu metruk isimlerden nasıl kurtulacaktı?
Gerdanında taşırken Atatürk'ün resmini
Pir-u pak çeşmelerden doldurur testisini
Adım adım ararken, yaşama hevesini
Çocukluğuna hasret, kasvete yabancıydı.
Gavur dağın düzleri, yamaçları yetmez mi?
Pus çöker, çakalların uluması bitmezdi.
Damlarında sinerken civarın öksüzleri
Ana gibi kayırır, şefkatle kucaklardı.
Ahali bekliyorken Mehdi’nin dönüşünü
Arazide ne varsa, zaten bölüşülmüştü.
Mazlumların payına çile ve hüsran düştü
Tescilli fetbazlara köle mi olacaktı?
Ezberine yazmışken kanuni haklarını
Düşünceleri abes, konuşması yasaktı.
Halbuki tek arzusu insanca yaşamaktı
Yüreği kan ağlarken, nasıl susturacaktı?
Bu diyarda kim duyar, vicdanının sesini?
Ağalar hüküm verir, çeteler kol keserdi.
Bir gelin cehalete, gaflete göğüs gerdi.
Müspet düşüncelerle sarsılmaz gücü vardı.
26 Nisan 2024 / Ömer ÇELİK