Üstündeki kısa tişörtün ile
Düşük eşofmanın açık arası,
Söylüyor gibiydi gelip de dile,
Bu bendeki azgın bir aşk yarası.

Çömeldikçe eşofmanın kasılır,
Alttan üsten iki taraf asılır,
Bu sergiye hangi ilaç basılır?
Karşındaki bir bak kaçın kurası?

Sırf denemek için bir soru sordum,
Niyetini gördüm, saflığa vurdum,
Çaktırmadan güya anlamıyordum,
Bende olmaz öyle gönül karası.

Kırmak istemedim topa tutarsın,
Benzerini gördüm, isnat atarsın,
Demedim kendine beni katarsın,
Sürer tahrikinin sönmez çırası.

Hemen sabah geldin döndün akşama,
Nasihatim ile buldun okşama,
Astın suratını ikaz nakşıma,
Belliydi geçmedi sözün parası.

Şuursuzca salla, aynı makine,
Hiç dönüp geriye bakma ekine,
Kusur tütüyorsun, burnun dikine,
Şimdi konuşmanın bende sırası.

Bozuldu mu sabır taşı ayarım,
Sağa sola döner sanma kayarım,
Teraziye özü, sözü koyarım,
Herkes görür kimin neymiş darası.