28.1.2019 14:29:29
Bu şehri bu şiire yazıp
hiçbir yağmura feda etmem adını
göz karana kirpiklerimi asıp
yüzünün salgınlarında derman arıyorum
gün geçtikçe geri
yüzüne bakıyorum ey ölümün
iste yeniden doğmak heyhat
yurduna aşığım yurduna
benimle kahverengi dövüş
siyah gözlerimden öp
saçlarına attığın ruhumu yık
bütünlüğümü ayır ey gece!
Saçlarına yenik düştüm ömrünün
işte yine yıkılma vaktidir
elimden yıkılan bir merhaba tokana yapışsın
saçlarını uykularıma astığın geceyle kavgalıyım
Güne en hazır aydınlıklarla ayrılıyorum
hoşça bir suret ayağımı kırıyor
kırık adamın yıkık kollarına sarıl
enkaz kentimin üzerinde dövün
doğduğun günde mutlu ol
En sevdiğim yıllarımın en anlamlı günü
ellerim üşümesin diye
doğduğum günde doğumumu yak
Işte kavram işte idrak
işte siyah geç kaldı yine
en erken sabanlarımın en karanlık karları
mevsimine yenik düşüyor papatya zambakları
ecele kıvrak bir rötuş atan tutuklu sanık suretim
manadan manevra yapıyor sana bakarken gözlerim
siyahım çok aşikarsa sözlerine
beyaz bundan sonra yüzüme ilişmesin.