İlkbahar tedirgindi yaklaşırken Mersin'e,
Antalya tedirgindi, ilkbahar yaklaşırken semtine.
Şehri kaplamaya yeminliydi ilkbahar,
Gittiği her şehri güzelleştirecekti.

Pazartesi olumca uyandı şehir.
Derin bir 'ah"ı vardı pazardan.
Kalabalıktı şehirde caddeler.
Tıklım tıklım ilkbahar havası vardı.

Kalabalık şehirde ilerliyordu ilerliyordu ilkbahar.
Ve bir kitap çarpıyordu gözüne,
Ansızın sevinmişti kitapçık.
Yoldaş bulmuştu, yapayalnız ömründe.

Tedirginlik vardı illbaharda yinede.
Gözyaşları durmaz oldu yinede.
Kitapla da yoldaş olmuştu oysa,
Ne yapsa da kitap ona kavuşsa...

Şehir duman atıyordu zaman zaman.
Ilkbahar da üstüne alınıyordu haliyle.
Şehrin dumanı ilkbahara degiyordu sonuçta.
İlkbaharın damlalarıysa kitabı ıslatıyordu.

İlkbahar çözüm buldu bu işe,
Aklına geleni diline vurdu kendince.
Kitap ıslanmasın diye; bir isim koydu.
O günden sonra ismi "şemsiye" oldu.