5.10.2018 22:38:49
ve önümde gidemediğim kadar sensizlik
geceler sus
şehir sus
ben sus
bilsen
kaç sarhoş gemi daha geçti bu denizden
defalarca bıkmadan usanmadan
yalnız sana gelmek için.
haberin yok sanırım
derin
ıslak
mavilerden
*
rengi olmayan gökkuşağı emziriyor gözlerimi şimdi
renkleri boğuyor yıldız dolusu geceler
siyah beyaz fotoğraflarda
çerçevesi olmayan bir resimsin bu aralar
olmadığın kadar ayrılıksın bu günlerde
öncesi
tıpkı bir yaz yağmuru hüznüsün
sonrası
tıpkı bir şarkının sonu
*
elinde bavul
istasyon köşelerinde siyah montlu bir kadınsın
buz tutmuş raylarda koyu isyan çığlıkların mevcut
saatlerce vagonlarda yükselen hıçkırık uğultuların var
içinde ben varım bıraktığın şehrin
şubat ayazlarına terk ettiğin
anason kokan şiirlerin önüne diz çökmüş
ötem berim toz
ellerim cebimde
cebimde iki damla göz yaşı
rutin infiallerdeyim
yudum yudum buhranlardayım
önce
gidişin kadar geri dön
sonra
gelişin kadar gecikme
*
ve sen kör kuyular kadar suskun
bilemedim
nevruz mu çok uzaktaydı
kış mı amansızdı
yıllar geçti gelemedin
lakin
içim sıcak , içim alevli , içim yangın yeri
öncesi
paramparça, darmadağın
sonrası
büklüm büklüm saçlarınla
şimdi sen beni bekle
gelmem an meselesi
redfer