26.9.2018 15:38:34
[ italik ]
İSYAN AL KANIMIZ
( UBUNTU )
Sanki sabah çayını hiç içmemiş gibi
Ben; Elinde silahı olmayan bir şiirim
Ben; Ören bir barakada
Cansız cesedi bulunan ihtiyar bir adamım
Ben ; Çocuklar üşümesin diye
Sobada gazete karton yakan bir anneyim
Odun ve kömür yok.
Ben; İşten atılan emekçiyim
Ben; Haciz gelmiş bir esnafım
Ben; İflas etmiş küçük burjuva ailesiyiz
Ben; İnşaattan düşmüş emekçiyim.
Ben; Fabrikada 6 ay maaş alamayan işçiyim.
Ben; Tonlarca kömürün altında kalan madenciyim
Derin yaralar
Ve tırnakları ile
Duvarlara tutundular
Görmeyince ve duymayınca
Dört element bir sarkaç gibi
Toprak gibi çoğaldık
Çoğaldık dünyada sığıntı olduk.
Su gibi olamadık ve akamadık
Öfkenin ateşlerini harladık
Lakin hava buz gibi soğuk
Ne kadar ben
O kadar biz
Bekle bizi UBUNTU
Son kuş tutsak alınmadan
Son at öldürülmeden
Özgürlük ve umut var olacak
Bak.! bir damla nasıl derya olmuş
Yıldızlar tozlara ayrışırken
Yıldızlar doğar.
Bir yerde neşe varsa,
Bir yerde yas var.
Bir yerde düzen varsa,
Bir yerde kargaşa var.
Dünyayı kendi içinden bakınca;
Yalnız kendini görürsün.
Dünyayı hem içinden
Hem dışardan bakınca evreni görürsün.
Bekle bizi UBUNTU
Zeytin ağacı ana sütü olsun bizlere.
En diz çöktüğümüz anda.
Yumruklar sıkılı kalsın.
Tabancanın Pırıl pırıl parladığı,
Gecelerde Doğan İsyan al kanımız,
Vişne çürüğü al kanımız kan kardeşim
Demirden dağlar yolları kesmiş.
Satrançta piyonları kaybettik
Halil İbrahim sofrasından kovulduk
Ne kadar ben
O kadar biz.
Bekle bizi UBUNTU’
Unutma tekerlek ve sarkaç
Tam devir yapar.
UBUNTU..
UBUNTU….UBUNTU..
Ubuntu'ya kadar...
Islak ıslak kuruttuk güneşin lekelerini
19 Eylül 1981
İstanbul
Güncelleme
13 Eylül 2018
Sinop[ /italik ]