11.2.2018 00:32:34
MİRZA
Senden öncesi yoktu, sonrasıda olmaz Mirza
Bize verilen bu ömrün, ne öncesinde, ne sonrasında
güneşin doğuşuyla gelen hayalin
yağmur sesleriyle yankılanan sesin
aynadaki yansıman
sensizlik dilime lal
yokluğun ölüm Mirza
sen,ki yüreğinde günahsız sevdanla
dizlerime yaslanıp
o derin uykuya dalışınla
nerden bilecektim Mirza, nerden bilecektim
ölümün seni öpeceğini
ben sevdamızın sonuna sebep
ben ikimizi toprağa salan sebep
nerde nasıl ödenir bu bedel
dilimde prangalar
ahirette ikimiz
ölüşüm sana
vuslat çığlık çığlığa
sen, Mirza, sen
alıp beni gizemlerinde sakla, aşk ormanlarının
buğulu sabahında
henüz kelebekler kuruturken kanatlarını, gecenin neminden
sen benim koynumda
mavileri düşlüyordun
çok erken değimliydi, zamansız kışlara
nasıl çatlatıp kanatıyor dudaklarımı
seni haykırışlarım
nasıl saçılıyor keşkelerim
önümü kesen zamanlara
kalbimin alevleriyle kavruldu sevdam
yüzünde yarım kalmış bir gülümsemeyle
kaldın aklımda,
dikişle tutturuldun gözlerime
benide götür Mirza,benide götür
bembeyaz bulutların dünyasına
salsın bizi başka dünyalara
zümrüdü anka gibi
kaybolalım semalarda
uyan, Mirza uyan
benide al uykuna
sanki, şimdi yeniden
başını yaslamış gibi dizlerime
götür benide seninle
ağıtsız zamanların ötesine
şiirler yaz gülüşlerime
yine güneşi doğur gözlerinde
geçmiş zamanların kuytusunda
saklı kalan ölümsüz sevdamıza
karanfiller atalım Mirza
gözlerimde kırlangıçlar ölüyor
kesilip başları düşüyor kucağıma
dudaklarımda lal feryatlar
yüreğimde yas’lı çığlıklar
seni bağırıyor Mirza
HÜLYA ÇELİK