14.3.2017 17:35:33
bengisular yürütürüm cennete
varlık çökse de vakit tükense de hayat sönse de
yıldızlar ışığını yitirse de, gökler yarılsa da
**
karanlıkların ufkunda bin güneş şavkı
ışığı hala üzerimde
bin sabah ümidim söndürülse de
karanlığın göğsünden emzirilir gecelerim
rüyalar akar gecenin yamacından
kıyısında yüreğime dokunan rüzgarları
kalbimin sağır duvarlarına can suları
**
her tercih gibi her terk etmenin de bir bedeli vardır
yelkovan da akrep de dolanır hala
dal budak salar gibi kara bahtımın üzerinde
geçmişin buğusuna sarmadan
kalbimde ki aşk seviyesini ölçerim en ince cetvelle
geride bıraktıklarımı ,ufkuma düşen ümitlerimi
**
küllere bulanmış ,duman içinde
serapa ayrılıklar devşirmeye kalkarım
kendime ulaşmaya ramak kalır
yürüyen gölgemmiş meğer
bir başka yürüyüşmüş geceleri
ümidi yüreğimde can diye gezdiririm
kanar sokaklarında ayaklarım kan revan
yüzüm kir toz içinde
hicran düşer içimde titreyen çaresizliğe
**
hiç bilmez misin hiç hatırlamaz mı
kırık bir kalbin ateşli yakarışlarını, ince sızılarını
bilmez misin
yalnızlıkta, çaresizlikte içimin saf sesini
gönlümün içten hevesini gök ağaçları gibi
**
yaslanırım ışığın pürüzsüzlüğüne
dayarım alnımı hep yeni şeyler vaat eden şehir duvarlarına
renkli hülyaların ipine kaptırmışım kalbimi
uyuyorum hiç bitmek bilmeyen yarınlar beklentisinin eşiğinde
içimde yürüyen, kalbimde atıp duran,
duyuyorum damarlarımda gezinen kıyameti
**
sihir sanmışım var oluş çilesini
sonsuza sevdalı bir kalbin her an yeni bir ayrılıkla kanayışını
var yok arası salınmalar ,hüzünden neşeye, sevinçten kedere
her sevda bir veda besler
aşkları da acıları da aynı beşik büyütür
**
zamanın nehrinde akıp gittiğimi unuttum
var yok arası salınışlarımı görmezden geldim
zırh diye çoğalttım fena rüzgarlarını
terk edişler, eriyişler, yok oluşlar, bana uğramaz sandım
hırslarımı büyütürken günden güne
**
yaklaşıyor saat
içimdeki tik taklar sonumun ayak sesleri
terk edip nihai tükenişin soğuk nefesi
kayıyor bastığım zemin
devriliyor yaslandığım duvarlar
vuslatlarım kıyısından köşesinden yırtılıyor
yerleştiğim odalar daralıyor
**
durduğum yerde, bedel ödemeye razıyım
yok mu üzerime taşlar yağarken
billur sular gibi akacak bir sevda
**
redfer