9.3.2019 15:14:44
uzak bir çölde yeniden kurulur zaman
tam vaktine ayarlanır
kum saatinin son kumu
bu cinayete tanık olmasın diye
Sfenkslerin gözlerine mil çekilir
mühürlenir söze dair ne varsa
okyanus fısıltısı bile ispiyon sayılır
dedim ya çöl
belki Kara kum, belki Gobi, belki Kerbela
kıl çadırların gölgesinde bir hançer çıkar kınından
ışıl ışıl, Acem işi belli
sapı sedef
taşı firuze
ant içmiş öldürmeye
ay ışında parlar
çifte su verilmiş çeliği
vurur, vurur bir daha vurur
hançerin kanını gömleğine siler
sonra döner arkasını
çeker gider
o kancık şehirde, yerlere serilir gençliğin
üç gün üç gece kan tükürürsün
imim inim inlersin
çöl rüzgarı emer çığlıklarını
toplanır başucuna her devrin fırıldağı
nasihatler dinlersin
aradan yıllar, yılar geçer
uzak denizlere vurursun kendini
ceylan derilerine
kil tabletlere yazarsın destanını
zaman içinde yedi uyuyanlar misali
uyanırsın o derin uykudan
kösler vurulur beyninin kılcallarında
fermanlar okunur kalbinin kuytu köşelerinde
[ italik ]“aşk yalan”
“aşk yalan” [ /italik ]diye
o an anlarsın, yel değirmenleri ile savaştığını
kalkar gözlerindeki o tül perde
hep kendine rehber bildiğin
hayal meyal görsen de aramaktan hiç vazgeçmediğin
o fildişi kule
kaybolur birden bire
oysa…
sen uzaklarda ararken
yanı başındaydı o fildişi kule
sen görmedin
görmek istemedin belki de.