(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Bu nasıl lekedir, bu nasıl pasak Bütün hayallerim, düşlerim tutsak. Burada oynamak konuşmak yasak Sözümü dilimden sakındım anne.
Muhtaçken sevgine tatlı sözüne İlk günden başladı özlem dizine. Ne olur kahredip kızma kızına Derdimi hep sana yakındım anne.
Baba ocağından neden atıldım Değerim ne idi, kaça satıldım? Evcilik oynuna bende katıldım Kapkara bir duvak takındım anne".
On üzerinden on veriyorum bu hece vezniyle yazılmış,aynı zamanda töreyi anlatan acıklı bir şiir...Yürek sesiniz susmasın hep böyle güzel eserler üretsin inşallah...Selam ve saygılarımı sunuyorum "şiirlerin şairi"
Baba ocağından neden atıldım Değerim ne idi, kaça satıldım? Evcilik oynuna bende katıldım Kapkara bir duvak takındım anne.
Hala devam ediyor mu bilmemem ama Anlatımı harika dizelerdi her zamanki gibi. Yüreğinize, emeğinize sağlık değerli Elif Hanım. Gönül sesiniz daim olsun.
Kadınların maruz kaldıkları tüm sıkıntıların tek çözümü de yine Kuran'dadır. Allah'ın insanlar için bir hidayet rehberi olarak indirdiği İslam dini kadına büyük değer verir. Allah Kuran'ın pek çok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara yönelik olarak hakim olan yanlış bakış açısını ortadan kaldırmış, kadına toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmıştır. Rabbimiz Kuran ayetleriyle insanlara Allah Katında üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğunu bildirmiştir. Ancak indirilen dine değilde uydurulan dine inandığımız için kadına şiddet , kadın cinayetleri küçük yaşta evlendirme vs sorunlarla karşı karşıyayız Bu şiirin analizi bu olsa gerek tebrikler selam ve saygılarımla
yine toplumun kanayan bir yarasına parmak basmışsınız...kaleminize, dilinize, yüreğinize sağlık...çok anlamlıydı ve bir o kadar da düşündürücü..kutlarım...selam ve saygımla...
Uyarı yapan bayan arkaşımız kimse doğruyu söylemiş abi...
Zaten bu ayazda güneşi gökyüzünün Göğsüne takamamamın bir sebebi de bu... :(
Belki bir yerlerde (bizleri de üzen konular kısmında) değişiklikler yaparsanız işim daha da kolaylaşır... Zira yazmış olsaydım aynı doğrultuda bir şey ler yazacaktım karşılık olarak...
Geleni güldürmeyi ben de bilirdim, lâkin Hâin dolmuş Şırnak'a, saldırı var SÜR/UMA Kaç kere denedim de, kalem durmuyor sakin Mürekkep hüzün rengi; bakmayın kusuruma...
Çabam boşa gitmezdi, belki tutardı yama Yüreğime değen taş olmasa nardan iri Dizeye ayar veren onca kalem var, ama Tebessümün adresi...Şiirlerin Şairi!..
Kalemi zümrüttendir; ucundan neşe akar En uygun görüş vakti hergün sabahın beşi :) Mevsimler kış olsa da, taksa bir tek o takar Gökyüzünün göğsüne, naza çeken güneşi.
Geleni boş çevirmez; bu yönde genel kanı; Şayet salçası tamam ve hazırsa dolması! Yazdığı eserlerin ürkütücü tek yanı İlk temasın ardından bağımlılık olması :)))
Hassassanız, ben gibi, ve de sebep Vatansa Çare yok, kalp kan ağlar, sürekli yanar...Tüter Özlem, bahar kokusu, huzurlu bir limansa Kapısını tık'layın, adımı verin yeter...
Kader kara yazmissa, kovsan gitmiyor elem Bahtım ile hep küstük, olamadık hiç yakın Hayat sanki bir devdi; zor oldu mücadelem Sebep sormayin n'olur; beni yalniz birakin...
Geleni güldürmeyi ben de bilirdim, lâkin Hâin dolmuş Şırnak'a, saldırı var SÜR/UMA Kaç kere denedim de, kalem durmuyor sakin Mürekkep hüzün rengi; bakmayın kusuruma...
Çabam boşa gitmezdi, belki tutardı yama Yüreğime değen taş olmasa nardan iri Dizeye ayar veren onca kalem var, ama Tebessümün adresi...Şiirlerin Şairi!..
Hassassanız, ben gibi, ve de sebep Vatansa Çare yok, kalp kan ağlar, sürekli yanar...Tüter Özlem, bahar kokusu, huzurlu bir limansa Kapısını tık'layın, adımı verin yeter...
Kader kara yazmissa, kovsan gitmiyor elem Bahtım ile hep küstük, olamadık hiç yakın Hayat sanki bir devdi; zor oldu mücadelem Sebep sormayin n'olur; beni yalniz birakin...
Geleni boş çevirmez; bu yönde genel kanı; Şayet salçası tamam ve hazırsa dolması! Yazdığı eserlerin ürkütücü tek yanı İlk temasın ardından bağımlılık olması :)))
Kalemi zümrüttendir; ucundan neşe akar En uygun görüş vakti hergün sabahın beşi :) Mevsimler kış olsa da, taksa bir tek o takar Gökyüzünün göğsüne, naza çeken güneşi.
Mecit AKTÜRK
seklinde dizeler birakmakti. HANIM uyardi. "SIRNAK, SUR v.s. yürek yakan hadiselerin konu edildigi siirlerde espiri hos olmaz" dedi. "Sanki sen bu konularda cok hassas ve üzüntülüsün de o degilmis" gibi manâ da cikarmis, dedi. Düsündüm...HAK verdim.
Dün olmadı, bugün yattım kalemimi çöpe attım Bir çok not ile göndermiş '' annen yapsın'' dermiş hoca Abi ben böyle rahattım kimin gözlerine battım Yine şu tatlı kızıma ödevi çok vermiş hoca...
Cumartesi gününe inşallah abi, Allah tan bir keder bela olmazsa...
Uyarı yapan bayan arkaşımız kimse doğruyu söylemiş abi...
Zaten bu ayazda güneşi gökyüzünün Göğsüne takamamamın bir sebebi de bu... :(
Belki bir yerlerde (bizleri de üzen konular kısmında) değişiklikler yaparsanız işim daha da kolaylaşır... Zira yazmış olsaydım aynı doğrultuda bir şey ler yazacaktım karşılık olarak...
Geleni güldürmeyi ben de bilirdim, lâkin Hâin dolmuş Şırnak'a, saldırı var SÜR/UMA Kaç kere denedim de, kalem durmuyor sakin Mürekkep hüzün rengi; bakmayın kusuruma...
Çabam boşa gitmezdi, belki tutardı yama Yüreğime değen taş olmasa nardan iri Dizeye ayar veren onca kalem var, ama Tebessümün adresi...Şiirlerin Şairi!..
Kalemi zümrüttendir; ucundan neşe akar En uygun görüş vakti hergün sabahın beşi :) Mevsimler kış olsa da, taksa bir tek o takar Gökyüzünün göğsüne, naza çeken güneşi.
Geleni boş çevirmez; bu yönde genel kanı; Şayet salçası tamam ve hazırsa dolması! Yazdığı eserlerin ürkütücü tek yanı İlk temasın ardından bağımlılık olması :)))
Hassassanız, ben gibi, ve de sebep Vatansa Çare yok, kalp kan ağlar, sürekli yanar...Tüter Özlem, bahar kokusu, huzurlu bir limansa Kapısını tık'layın, adımı verin yeter...
Kader kara yazmissa, kovsan gitmiyor elem Bahtım ile hep küstük, olamadık hiç yakın Hayat sanki bir devdi; zor oldu mücadelem Sebep sormayin n'olur; beni yalniz birakin...
Geleni güldürmeyi ben de bilirdim, lâkin Hâin dolmuş Şırnak'a, saldırı var SÜR/UMA Kaç kere denedim de, kalem durmuyor sakin Mürekkep hüzün rengi; bakmayın kusuruma...
Çabam boşa gitmezdi, belki tutardı yama Yüreğime değen taş olmasa nardan iri Dizeye ayar veren onca kalem var, ama Tebessümün adresi...Şiirlerin Şairi!..
Hassassanız, ben gibi, ve de sebep Vatansa Çare yok, kalp kan ağlar, sürekli yanar...Tüter Özlem, bahar kokusu, huzurlu bir limansa Kapısını tık'layın, adımı verin yeter...
Kader kara yazmissa, kovsan gitmiyor elem Bahtım ile hep küstük, olamadık hiç yakın Hayat sanki bir devdi; zor oldu mücadelem Sebep sormayin n'olur; beni yalniz birakin...
Geleni boş çevirmez; bu yönde genel kanı; Şayet salçası tamam ve hazırsa dolması! Yazdığı eserlerin ürkütücü tek yanı İlk temasın ardından bağımlılık olması :)))
Kalemi zümrüttendir; ucundan neşe akar En uygun görüş vakti hergün sabahın beşi :) Mevsimler kış olsa da, taksa bir tek o takar Gökyüzünün göğsüne, naza çeken güneşi.
Mecit AKTÜRK
seklinde dizeler birakmakti. HANIM uyardi. "SIRNAK, SUR v.s. yürek yakan hadiselerin konu edildigi siirlerde espiri hos olmaz" dedi. "Sanki sen bu konularda cok hassas ve üzüntülüsün de o degilmis" gibi manâ da cikarmis, dedi. Düsündüm...HAK verdim.
Dün olmadı, bugün yattım kalemimi çöpe attım Bir çok not ile göndermiş '' annen yapsın'' dermiş hoca Abi ben böyle rahattım kimin gözlerine battım Yine şu tatlı kızıma ödevi çok vermiş hoca...
Cumartesi gününe inşallah abi, Allah tan bir keder bela olmazsa...
Türklerde Evlilik // Türk Devrimi Şiirleri // Önder Karaçay
Türklerde evlilik bugün ki gibi, Öyle ayakkabı değiştirir gibi değildi, Ölümüne sözleşmeydi evlilikte sağlamlık, Bir kere doğar, bir kere evlenir, bir kere ölürdük, Şimdi her evlilikte ölüp ölüp dirilenleri görünce, Ne yapsın canım anlaşamıyorsa boşanmalı, Diyenleri anlamak ne mümkün! Demiyor ki! Neyi paylaşamıyorlar? Veya yeniden evlenince neyi paylaşacaklar? Gençler evlilik işini öyle kendi başlarına, Sadece tek başlarına kendi kararlarıyla alamazlardı, İşte o evliliklerin sağlamlığı bu temele, Ve büyüklerin tecrübelerine bağlıydı. Şimdi evlilikte, boşanmakta, sevmekte, ayrılmakta, Kısa mesaj kadar kısa sürüyor. Kız istemenin, oğul evlendirmenin bir adabı vardı, Gençler birbirini sevse bile yetmezdi, Büyüklerin gönlünde de yer etmezse, O sevda işte o zaman ayrılık acısına dönüşebilirdi, Belki de daha büyük acıların önüne çekilirdi küçük acılar.
Gerek konu ve gerekse fon müziği içimi yaktı. Mükemmel, akıcı, düşündürücü dizelerdi. Şiirinizi okurken, geçmiş yıllarda kaleme aldığım '' TÖRE '' isimli şiirim geldi aklıma. Umarım bu cahilce düşünceler son bulur ve küçük gelinler olmaz. Onlar çocukluk çağlarında maalesef kendi doğurdukları bebekleriyle oynamak zorunda kalıyorlar. :(
TÖRE Yedisinde, söz kestiler, On çuval şeker, Yirmi sarı liraya, Onbeşlik Ayşa kızı, Yetmişlik Cello Ağa’ya peşkeş çektiler Davul dengi dengine vurur mu diye, Sormadılar hiç. Cello Ağa ihtiyar, Cello Ağa yorgun. Ayşa kız, gösterişli, Ayşa kız solgun. Gönül bu, hiç durur mu yerinde, Ansızın uçtu, kuş misali... Kondu Çavuşların Memiş’e. Ayşa kız mahkum, Ayşa kız dertli. Acılar azalmalı, Acılar son bulmalı, Gönül, bir an önce sevdiğine kavuşmalı. Ayşa kız kararını verdi, kaçacaktı, Onun da mutlu bir yuvası olacaktı. Haber saldı Çavuşların Memişe Birlikte kaçtılar, çok uzak yerlere. Acı haber tez zamanda duyuldu, Aile meclisinin fermanına uyuldu, Karar kesindi: Her ikisinin de sonu; ölümdü. Ayşa kızın ağabeyleri öfkeli; Ayşa kızın ağabeyleri sert. İlk gördükleri yerde, Vuracaklardı besbelli. Günler ayları…. Aylar yılları kovaladı, Çavuşun Memiş kaçtı, Namus avcıları kovaladı. Ayşa kız hamile. Ayşa kız iki canlı. Olacaktı onların da bebeleri. Gülecekti hep birlikte yüzleri. Ayşa kız mutlu, Ayşa kız yarından umutlu. Oysa, çok çabuk bitecekti hayalleri, Bir sabah aniden evi bastılar Çavuşun Memişi yağlı urganla, Ayşa kızın gözleri önünde, Sorgusuz sualsiz, Evin tavanına astılar. Ayşa kız yalvarmakta, Ayşa kız çırpınmakta. Aman diledi, af diledi ağabeylerinden Sonuç nafile. Dinlemediler, konuşturmadılar. Hükmü hemen infaz ettiler. Gücü yetmedi, nefesi yetmedi Ayşa kızın. Yağlı urgan boynuna dolandı, Can çekişti, Can verdi Ayşa kız. Bebeleri de. Allahım, nasıl bir zulümdür bu, Töre uğruna işlenen, Bilmem kaçıncı katliamdır bu. Analar, babalar, Ağalar, paşalar… Helali haram, Haramı helal bildiniz. Sorarım size, Töre, uğruna, Ayşa kızları bir kalemde, Hangi hakla sildiniz. Hiç mi Allahtan korkmaz, Kuldan utanmazsınız siz.
Vecdi Murat Soydan
Bu şiirin hikayesi:
Töre ve kan davası adına acımasızca alınan canlar.. Allah'ın verdiği canı bir başkası nasıl alabilir? Namus uğruna kaç ocak söndürüldü? Beşikteki bebeği bile acımasızca katleden bu zihniyeti şiddetli kınıyorum. İbret olması bakımından kaleme aldığım bu şiirim umarım birilerinin kulağına küpe olur. Son bulsun artık töre uğruna işlenen katliamlar. Neyi paylaşamıyoruz? İnsanca yaşamak varken..
Elif kardeşim ;töre ve geleneklerimize kurban verdiğimiz nice taze körpe kızlarımızın kara talihini ,bahtsızlığını içimiz kan ağlayarak yaşattın bize. Acılar,feryatlar,ıstıraplar onların biz ancak hüznünü yaşıyoruz. Ama maalesef nice zeynepler, nice ayşeler,fatmalar hala kör talihin pençesinde aynı duyguları yaşıyor. Zannederim yaşamaya devam edecek.
Elbet bir gün değişecek. Feryatlardan,gözyaşlarından,acı ve elemlerden kurtulacak güzel kızlarımız.
Belki yaptırımlar artırılırsa daha caydırıcı olur bu tür suçlar işlenmez bir daha... On sekiz bile sınır değil ama On sekiz altı her kız çocuğunun rızası dışı evlendirilmesi cinayettir!
Belki yaptırımlar artırılırsa daha caydırıcı olur bu tür suçlar işlenmez bir daha... On sekiz bile sınır değil ama On sekiz altı her kız çocuğunun rızası dışı evlendirilmesi cinayettir!
Merhaba, Yanlışlar kör töreler üzerine yazılanlar konuşulanlar çoğaldıkça eminim ki duyarlı insanların dikkatleri de bu alana çevrilecektir. Ükemiz için önemli olan bir konuyu dile getirmek bir inceliktir! Teşekkür ederim saygılar.
Artık daha çok Doğuda kalan bir gelenek. Maalesef acıklı ve elim bir töre. Aslında Töre demekte hata. Tamamen ailenin kendi düzeni. Teşekkürler ve selamlarımla..
Milletimize hiç yabancı olmayan bir konu...yıllardır acısını taşıdığımız çocuk gelinler aslında ülkemiz için çok sızlayan bir yara...her ne kadar yoklukla bağdaştırılmaya çalışılsa da bence konu ancak cehaletle anlatılabilir. hani hep eğitimin üstüne atarız ya suçu, hayır, eğitim-öğretim başka cahillik ve ariflik başka. konu güzel ve güncel, kalem güzel ve usta, anlatım çita üstü... tebrikler ve saygılar sunuyorum...
Yazar şöyle tahayyül eder şiir ve romanı.. Umutların tükenip bittiği anda şiirler tek sığınağımız,kalem ise tek dert ortağı,sırdaşımız olur der. Bembeyaz kâğıda sitem dolu yüreğinden sızan imgeleri, kifâyetsiz kelimeleri sıralar. Sanki muhatabı karşısında imiş gibi içinde ki olan tüm diyemediklerini,hatta demeye cesaret bile edemediklerini başlar böyle mısralara dökmeye ... Lâkin bazı istisnalar ne yazık ki bizlerin hem morelini bozuyor,hemede sukutu hayale uğratıyor. Şair ruhunu ve şiir becerisiyle duygularını olduğu gibi böylece,mısra ve satırlara yansıtıyor işte.. Oysa yüreğimizde ki yangınlar öyle büyüktür ki,alev alıp yanmasa dahi içten içe eritir insanı. İşte bu yüzden bende yazmayı seviyorum sizin gibi değerli kardeşim ELİF Çocuk gelinler insanlığın kanayan yarasıdır..Bizde çocuk gelin...Avrupada ve asyada SEXS KÖLESİ .. Çıkamıyoruz çıkılmıyor içinden vesselam.Sanki labirent gibi.. Cahiliye devrinde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülüşü gibi.KAhretsin ,Kahretsin.. Yürekten tebrik ediyor,çalışmalarınızın devamını diliyorum..
Bu ne biçim töre, bu nasıl sesti? Sokakta oynarken bağrıma esti. Camı kırdım ama elimi kesti Aynada kendime dokundum anne.
En acımasız törelerle başlık parası için satılan ve çocuk yaşta evlenebilir fetvası verilen kız çocukları toplumun kanayan yarası.Sözün bittiği yerdeyim pes artık diyorum. Çok anlamlı derin şiir çok gerçekçi ancak bu kadar öz anlatılabilirdi.Kalem yüreğinden kanamış gece saçlı çocuk gelinlerin ağıt'ı sineye işleyen ve içten di. Tebriklerimle. Sevgi ve selamlarımla.
Bu acı dram bitecek gibi değil can kızım Bir ülkenin cinayeti yedi yaşında kızların evlenmelerine Fetva verenlere dur demezse, tencere ver kazan al misali mberdel denen Vahşete dur demezse bu çocukların hayatı kararmaya devam edecek.halbu ki Allah'ın resulünün Emri vardır kızlarınızın rızasını alın diye İşlerine geleni alıyorlar gelmeyeni yok sayıyorlar Peygamber zamanında deveye seyyehat ederdi bu da sünnet sayılır Ama mercedese biniyorlar hoşça kal canım kızım
Minos tarafından 2/11/2016 11:50:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
Güzel bir konuyu işlemişsiniz Elif hanım. Maalesef halen günümüzde dahi bu ilişkiler devam ediyor.
Şiiriniz çok güzel.Hem içerik hemde işleniş sırası da hoş olmuş.
Zaten sizin yazdığınız şiirler çok güzel.Konuyu baştan alıp sonunu çok güzel bağlıyorsunuz. Allah u Teala sağlık versin ellerinize ve yüreğinize. Selam, Saygı ve Dualarımla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.