5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
995
Okunma

bir ,şair ağlıyordu sessizce,
ay ışığı bir kuyu olurdu her gece
o da,düşerdi
onu ordan kurtaran eller olamazdı
ruhu bunu imkansız kılmıştı.
dudağı alev alev yanardı iç ateşinden,
anlatamazdı gönül yarasını çekmeyene
dört duvarı onu boğazlardı;
iç çekerek vefasız bildiğine.
uykusuz sabahlardı.
bilmediği bir şey vardı;
kahrı sevdiğinin kahrıydı
kaleminin mürekkebi
onun gözyaşlarıyla dolardı.
dizelerine kan damlarken;
o kanı gizlerdi çekinirdi onu üzmekten
hem de vefasız bilinme pahasına
onu seyretmekle yetinirdi uzaktan.
heybesindeki acı ,kelimeleri dağıtarak,
bir, köşede oturup hikayesini anlatarak ,
gözlerinden parlak boncuklar dökerek,
bir şair geçti burdan
dört mevsimin farkını farketmeyerek.
anılarını yaşayıp süsleyerek ,
sevdiğinin çehresine bürünerek ,
ardında lekesiz bir isim bırakarak
o şair geçti burdan yanarak .
sevginin eş anlamından esinlenip
durmadan yazarak.
yazarak.
Nuran KARACA20:02 08.02.2016
5.0
100% (4)