Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Develer tellal iken, pireler berber iken,
Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken,
Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik,
Altı ay, bir güz gittik, bir de arkamıza baktık ki,
Bir arpa boyu yol gitmişiz,
Ne dönülür geri, ne gidilir ileri,
Sana bir masal söyleyeyim bari,
Gel beri :)



PAMUK PRENSES ve YEDİ cüceler...





I

Dinlemeden önce meşhur fasılı
Her masaldan sonra iyi geceler
Bir varmış bir yokmuş diye asılı
Pamuk Prenses ve yedi cüceler

Kız mesud yaşardı şen krallıkta
Mutluluğu çok gören hastalıkta
Annesi yok artık gün karanlıkta
Cân yetimliğinde ıssız tümceler

Vefattan az sonra evlenir baba
Annesi yerinde bir kâlp ki kaba
Küçücük meleği korkutan çaba
Kraldan gizlenir şer düşünceler

Güzelden nasipsiz kötünün adı
Sevgiyi öldürmek gizli maksadı
Ân kolladı fırsat beklerken cadı
Bir kalemle ecel yazdı günceler

Kanını dök götür vahşi ormana
Emri aldın karşı çıkma fermana
O zat ki yol alacak mı dermana
Kurtuluş mu ölüm mü neticeler

Kıyamam dedi ya zor imtihanla
Keşke aldansa kestiği hayvanla
Elbiseden parça kaplandı kanla
Merak bu ya belki bakıp inceler

Haber ver hemen koş kraliçeye
Aç kurda yemdi bu kaldı geriye
Şimdi rahat ol gömüldü maziye
Seven kim varsa o saklı heceler

II

Boş sanıp girdiği küçük şirin ev
Şömineden taşıp yansıyan alev
Karşısına çıkmış yedi kâlpli dev
Birbirinden elbet hepsi yüceler

Hiç bir lâkap burda kalmadı atıl
Bahar başka açtı bilinmez nasıl
Renklendi çiçekler kuş cıvıl cıvıl
Göz göz kelebek arı yüzlerceler

Saraya giden yön adres karıştı
Arayanlar dost diyen ilk bakıştı
Bu sayede genç Prensle tanıştı
Pamuk Prenses ve yedi cüceler

Bir ziyafet vermiş kutlu törendi
Dostluk mahiyetli işler söylendi
Gerçeği içerden gördü öğrendi
Çözüme yol bulacak bilmeceler

III

İşi yolundayken bozulsa zordu
Emindi fakat ters cevabı kordu
Aklına düşünce dur dedi sordu
Acabayla doğmuştu böyleceler

Ümit umar sesle beslendi ayna
Bildiği gerçekten süslendi ayna
O çok güzel diye seslendi ayna
Baş ağrıtıp geldi kör işkenceler

Yalan söylemişler işte ölmemiş
Kılık değişmeli gözü görmemiş
Bu ikrama lâyık evvel yememiş
Sihre bulanmış kasti eğlenceler

Veren güzel derse kırmızı elma
Tat sızımlı başlar zehrini salma
İğne şartındandı uykuda kalma
Dostlarında evhamdı çekinceler

Tıp tıp ısı yayar kâlbinden hare
Cansız hâlde nefes alan emare
Eşi görülmemiş bulunmaz çare
Sanki kilitlendi tüm çekmeceler

Birden Prens gelse çalsa kapıyı
Doğrultsa tutuşsa sarsıp yapıyı
Üstüne çizmeden hayat çarpıyı
Ne bulsak ne etsek kendinceler

Gözden yaş döken öpücüğünle
Mucize sağlandı aşk yüzüğünle
Evlilik başladı kırk gün düğünle
Bu mutluluktan pay aldı niceler




Onlar ermiş muradına,
Biz çıkalım kerevetine,
Gökten üç elma düşmüş,
Kimin ne muradı varsa onun başına


*

.


18-19.01.2016

.


.