Karanlıktı yeryüzü kan vahşet ve gözyaşı Puta adak vermekti müşriklerin telaşı Hiç şüphesiz haklıydı gücü elinde tutan Öyle bir makbuldü ki zayıfı çiğ çiğ yutan Âlemi aydınlattı o aydınlık güneşin Arzda semada gayb’da yoktu senin tek eşin İnsan öyle vahşiydi hem de öyle bir cahil Sen ettin tebliğinle bedevileri ehil
Bugün de öyle bir gün zannımca ahir zaman İnsanlar öyle zalim insanlar öyle azman Yeryüzünde caniler fütursuzca geziyor Zalimin pençeleri mağdurları eziyor Anlamını yitirdi yüreklerde uhuvvet Günübirlik menfaat belirleyici kuvvet Mızraklara sardılar Kitabı Mukaddesi Güçlülerce zayıfın alınır ifadesi
Nefesimi boğuyor içimde biriken gam Kardeşin kardeşini boğazladığı hengâm Emrine amadedir şüphesiz bastı zaman Bugünde bir ferman ver aman efendim aman Bilirim inanırım olmaz sana bir engel Beklemekten yorulduk ya Resul’üm çabuk gel
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YA RESUL ÇABUK GEL YİNE ÜMMETİN DARDA BİRLİK OLMUŞ KÜFFAR HER AN TEYAKKUZDA YA RESUL ŞİMDİ GEL AYDINLAT ALEMİ VARLIĞINLA DERMAN OL DERTLİ ANALARA YETİM YAVRULARA MERHEM OL KANAYAN YARALARIMIZA YA RASUL ŞİMDİ GEL
Allah ın Kudreti ile yokluk karanlığından açığa çıkardığı ilk şey Muhammed Aleyhisselâm’ın nuru idi.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın yarattığı şeylerin ilki, benim nurumdur.” (K.Hafâ. 1, 309, 311)
Cemâl nurundan ilk evvela onun nurunu yarattı. Daha sonra o nurdan âlemleri yarattı, bütün mükevvenâtı da o nur ile donattı.
Ashâb-ı kiram’ın ileri gelenlerinden Câbir -radiyallahu anh- Hazretleri: “Yâ Resulellah! Allah-u Teâlâ en evvela neyi yarattı?” diye sorduğunda Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular ki:
“Allah-u Teâlâ her şeyden evvel senin peygamberinin nurunu kendi nurundan yarattı. O nur, Allah’ın izniyle dilediği yerde dolaşırdı. O zaman Levh, Kalem, Cennet, Cehennem, Melekler, yer ve gökler, cinler ve insanlar daha yaratılmamıştı.
Allah-u Teâlâ âlemleri yaratmayı murad edince, o nuru dört parçaya ayırdı.
Birinci parçadan Kalem’i, ikincisinden Levh-i mahfuz’u, üçüncüsünden Arş-ı rahman’ı halketti.
Dördüncü parçayı tekrar dörde böldü.
Birinci parçasından Arş’ı taşıyan melekleri, ikincisinden Kürsü’yü, üçüncüsünden diğer melekleri yarattı.
Diğer parçayı da yine dörde böldü.
Birincisinden gökleri, ikincisinden yerleri, üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı.
Kalan parçayı da dörde böldü.
Birinci parçasından müminlerin gözlerinin nurunu, ikinci parçasından ilâhi mârifet yuvası olan kalplerinin nurunu, üçüncüsünden de dillerindeki nuru yarattı. Bu da ‘Lâ ilâhe illallah Muhammed’ür-resulullah’ tevhid nurudur.” (El-Mevâhib’ül-Ledüniyye)
Hadis-i şerif’te son kalan parçanın dörde bölündüğü haber verilmekte ve fakat dördüncüsünden bahsedilmemektedir.
Bu nur kıyamete kadar devam edecek olan nurdur. Tâ Âdem Aleyhisselâm’dan itibaren gelen bütün peygamberler hep Muhammed Aleyhisselâm’ın nuru ile geldiler. Bu nur her birinin alnında parlıyordu. Nihayet nur, sahibine kadar geldi. Zaten onun nuru idi. Nur nura kavuştu.
sanırım kıyamet yaklaşıyor ....
göz gözü görmüyor artık kardeş.... Ya Muhammed Mustafa üzerimizden nurunu çekiyor mu dersin ?
tebrik ederim...
selam ve saygılarımla...
ŞİİRLERİN ŞAİRİ tarafından 12/23/2015 5:52:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
işte bu...naat türü şiirlerin "atam, sen kalk ta ben yatam" türünde değil, bilgi verici, eğitici ve yol gösterici türde olması makbuldür...aynen ŞİMDİ GEL gibi...tebrikler, selam ve saygılar sunuyorum...HŞT
Dün başka yerde görevli iken Cizre'ye gönderilen bir arkadaş ile konuştum... Gösterilen ve anlatılanların hafif kaldığını ta damarlarımda hissettim... Günlerdir sadece mercimek çorbası içiliyor... Günlerdir akşam olunca her ev cephanelik... O an kanım dondu...bu şiirde üstüne geldi... Ne denir ki...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.