6
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma
ki sen
ruhumun orman kuytusu ve bu kuytuda yeşeren hüzünlü bir çiçektin
bedenin kurudukça bir damla gözyaşı daha içerdin köklerinden
cesur değildin belki ama bir o kadar yürekliydi sevda bakışların
sığ denizlerinde bile kopacak fırtınalara çok ça limandın içinde
ben mi
ben fırtına değil okyanusun ta kendisiydim
yüzünü bile göremediğim limanlarındaki hoyrat bir esinti
en derininden
laciverttim maviye kaçan
yakamozdum ay ışığına sevdalı
sahillerine vuran bembeyaz köpüktüm
aşktım.. içimdeki tüm yaşanılası yaşamlarda
nicedir
imbatlar sert olmasa da ters eser oldu şehrimin kıyılarına
ve anlaşılamadık tüm iklimleri giydik sımsıkı üzerimize
bu aralar
alnına rastgelesi sürülmemiş sarhoş bir balıkçı teknesi gibiyim
kanatlarında ecel taşıyan tüm martıların çığlıklarında kaybettim içimdeki maviyi
ne denizim belli
ne de seferlerim
seyir defterinde bile adı geçmeyen alabora olmuş kimliğimde
kıyısızlığıma ağlar
sönüp te yanamayan tüm fenerler
benim artık
kalabalığında sessiz ve kimsesiz
ışıkları kör
caddeleri dilsiz tüm kentler
tüm çıkmaz sokaklardaki adresler
ve ayak izlerini terk etmiş tüm gidişler benim artık
eğer bir gün
düşerse aklın dehlizlerime
bil ki
gittiğin uzağım
ki ben
ruhundaki hücre odalarına hapsettiğin empatik bir köşeyim aslında
kurabileceğin bir düş değil
kurup ta yıkamayacağın kadar gerçeğim
şiir gibi
ölüm gibi…
ilhanaşıcıaralıkikibinonbeş
5.0
100% (12)