7
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1285
Okunma

Akdeniz ki
Nesiller boyu uygarlıklar beşiğidir nazenin
İmbiğinden süzülür de billurlaşır yüzyılların
İnsanoğlu yaşamı burada içselleştirir
Uygarlığın grameri bu coğrafyada yazılır
Gün gelir coğrafyası kayar nevi beşerin
Gölgesinde lir çalar durursunuz mazinin.
Bir yemek olsaydın Akdeniz
Taşımaz mıydın en zengin bir mutfağın izini?
Tıpkı dalgaların taşıdığı deniz mahsulleri gibi
Tüm derya kavuşur da bir ummana
Yer gök bulut bulut açılır asumana
İnsanlık kavuşur tabii bir nizama
İnsanlık ki sende hasbihal eyler de
O aşk ve şevk ile hangi ezgiyi terennüm eder?
Gün de gelir kurur medeniyetler havzası
Bir kum fırtınası eser, gürler, üfürür, püfürür
Nerede o eski Endülüs, sorulur o gün bugündür
Tuleytula’da solar güller, Kurtuba’m gülmez olur
Felsefi bir adadır bir dem müslüman ve museviye
Bir kasırga siler süpürür her şeyi, her şeyi
Çorak bir toprak, bırakmaz yakasını beşeriyetin
Ne bir habitat kalır o vakit, ne de bir tat tuz
İnsanlığın saati artık bozuk çalar da
Ara şimdi yelkovanı, kas kendini ey zalim akrep!
Osmanlı olur o zaman medeniyete bir rumuz
Ah-ü vah eden insanlığa vaha olur bir zaman
Kâinata direnenlere inat eyler adeta bir an
Yiten bir medeniyet ardında bırakır da gönül yarası
Hıristiyanı museviyi usulca kucaklar bir sevi dalgası
İnsanlığı hale hale kuşatır bir şefkat membaı.
Ne ki, dem bu dem
Ünler durur yürekler, Akdeniz! Akdeniz!
Şirazesi bozulmuş insanlığa bir ümit kapısıdır o deniz
Gönüller ve zihinler bilir ki olmaz medeniyet sensiz
Aksi takdirde bütün bir cihan kalmaz mı ümitsiz?
Masmavi bir gök ve deniz bulur da ahengini
İnsanlık seninle bulmaz mı dengesini?
L.T.
5.0
100% (18)